İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY

İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY

Her milletin tarihinde ilmi, irfanı, ahlakı, sanatı ve kişiliğiyle...

Her milletin tarihinde ilmi, irfanı, ahlakı, sanatı ve kişiliğiyle o millete yön vermiş kimseler vardır. Bu insanlar milyonlarca kişi arasından, yıllar içinde yetişir. Büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy da bu milletin yetiştirdiği çok kıymetli bir şair, vatansever bir cemiyet insanıdır.
İstiklal marşımızın sözlerini yazan Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, 1873`de İstanbul-Fatih`te doğdu. İlkokul ve Rüştiyeden sonra Mülkiye baytar mektebini bitirdi. Fransızca ve Farsça öğrendi. Babasından Arapça dersleri aldı. Memurluk ve milletvekilliği yaptı ve bir müddet üniversitede ders verdi. Milli mücadele hareketine bizzat katılan Mehmet Akif, parça parça elden giden vatan için milletin gözyaşı oldu. Verdiği vaaz ve konferanslarla halkı milli mücadeleye teşvik etti.
Mehmet Akif, kendi döneminde fert ve ailede başlayıp devlete ve bütün İslam alemine akseden ahlaki sorunları, yanlış fikir ve telakkileri yazdığı şiirlerle gözler önüne sermiştir. O, inançlı, vatan ve millet için şiir yazan, yazdığı kadar tertemiz yaşayan ve milletin gönlünde yer eden biridir. Mehmet Akif Ersoy`a göre İslâm dininde cehaletin, tembelliğin, nemelâzımcılığın, taassubun, batıl inançların yeri yoktur. Kur`ân-ı Kerim` in ölüler ya da gelecekten haber almak isteyenler için nazil olmadığını şöyle anlatır: "İnmemiştir hele Kur`ân, bunu hakkiyle bilin, ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!" İslâm`ın mukaddes kitabı olan Kur`ân`ın mucizesinin, her asrın anlayışına, idrakine ilham vermesi gerektiğine inanan şair izlenmesi gereken yolu ise şu dizelerle ifade eder. "Doğrudan doğruya Kur`ân`dan alıp ilhamı, Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm`ı" Mehmet Akif`in ifade ettiği hakikatleri bundan 14 asır evvel Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbe Kur`ân-ı Kerim ile yaşamış ve o asra "Asr-ı Saadet" denilmiştir. Bugün de Kur`ân hayata tatbik edildiğinde aynı saadet asrı, yeniden yaşanacaktır.
Mehmet Akif`in hayatı eserlerinin bir pratiğiydi. Doğru bildiklerini yazan, ilhamını Kur`an`dan alan, çalışan, okuyan, okutan ve cehalete düşman olan bir fikir adamıydı. Hayatı sıkıntılarla geçen Akif, 1936 yılında vefat etmiş, Edirne Kapı Şehitliğine defnedilmiştir.
Her milletin bir "millî marş"ı vardır. Bunların bir kısmı, ya krala övgüdür, ya da basit bir ülke medhiyesidir. Bizimki ise, "İstiklal Marşı"dır.
Bu marş, milletimizin kahramanlık destanıdır. Onu benimseyen, dikkatle okuyan ve gönülden söyleyen nesiller, millî şuurlarını kazanır ve kim olduklarının farkına varırlar. İstiklal marşımız milletimizin ruhunu, tarihini, ideallerini aksettiren ölmez bir değerdir.
İstiklal Marşımız, İstiklal harbinin yapıldığı sırada yazılmıştır. O günleri yaşamayanların bunu anlaması zordur. Herkes nefsine ait her şeyden vazgeçmiş, memleketin kurtuluşundan başka bir şey düşünemez olmuş. Şahsî emeller bir tarafa itilmiş, bütün fikirler bir noktada toplanmıştı. Hak ve İstiklal.
Bu millet büyük millettir. Ezelden beri hür yaşamış, dağları yırtmış, kükremiş seller gibi bendleri çiğneyip aşmıştır. Bu millet, gittiği her yere insanlık, adalet götürmüş, zulmü alkışlamamış, Hakkı tutup kaldırmış bir millettir. Ama ona bunu hatırlatacak birisi lazımdı. Onun için, Mehmet Akif, dört koldan saldıran düşmanın verdiği endişelerle biraz ümitşizlenen milletine. şöyle sesleniyordu:
"Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak:
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O, benimdir; o benim milletimindir ancak!..."
Bu ses elinden silahları alınmış, hürriyet ve istiklal için, dişiyle tırnağıyla boğuşan. Allah` tan ümit kesmeyen ve bu îmanla zaferin yakınlığını müjdeleyen bir sestir. Bu ses, Türk milletinin mücadele ve barışseverlik ruhunun sesidir. . Bu ses, Fatihlerin, Ulubatlıların, Yavuzların Bedr`in arslanlarına eş gösterilen Mehmetçiklerin sesidir.
Bu ses kocasını ve oğlunu savaşa gönderip, kendisi de sırtındaki çocuğuyla birlikte, cepheye mermi taşıyan örnek Türk annelerinin sesidir. Bu ses, horlanmak, incitilmek, unutulmak istemeyen, kanlarıyla karış karış vatan toprağını sulayan aziz şehitlerin sesidir. Bu yüzden Mehmet Akif. İstiklal Marşı`nı milletine armağan etmiş, verilen mükafaatı da almamıştır. Çünkü, bu marşı yazan asıl şairin, millet olduğuna inanmıştı.
Diğer taraftan İstiklal Marşı bizim eğitim felsefemizdir. Bu felsefe, başta barış, insanlık, adalet, ümit, hak ve İstiklal felsefesidir. İstiklal Marşı`nda, yeni nesle göstereceğimiz bütün idealler mevcuttur. Onun için bu ideali en iyi şekilde yaşatmalı ve öğretmeliyiz.
Yine iyi bilmeliyiz ki, İstiklal Marşı, milleti asırlarca ayakta tutacak sağlam, derin ve tarihî mısralarla örülmüştür.
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı bütün varımı alsın da Huda, Etmesin, tek vatanımdan beni dünyada cüda."mısraları, şiir ve mısra haline konulmuş bütün bir Türk tarihi ve şehit kanlarıyla yoğrulmuş vatan toprağıdır.
İstiklal Marşımızda zikredilen, Hak, İstiklal, Bayrak, Vatan, Ezan ve ümit, varolma gayemizin hareket noktasıdır. Bu milletin ve bu gençliğin, Millî Marş`ımızda gösterilen hedefleri hiç bir zaman unutmaması gerekir. Ve yine unutmaması gerekir ki:
"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet.
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklal."
94 yıl önce 12 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde kabul edilen İstiklal Marşımız, o günden beri bu milletin dilinden ve yüreğinden düşmemiştir. Aşkla, şevkle okunuyor ve ilelebet de okunmaya devam edecektir. Mehmet Akif`in: "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" duasına biz de yürekten iştirak ediyor, bu vesile ile milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy`u ve vatanını milletini canından aziz bilen bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

Selçuk KILIÇBAY
İlçe Müftüsü