İSTANBUL`DAN GELENLER

İSTANBUL`DAN GELENLER

Sevgili dostlarım tüm samimiyetimle içimi çok ama çok acıtan bir konu ile ilgili dertleşmek niyeti ile bugün kalemi elime alıyorum.

        Sevgili dostlarım tüm samimiyetimle içimi çok ama çok acıtan bir konu ile ilgili dertleşmek niyeti ile bugün kalemi elime alıyorum. Hep içimde bir yara büyük bir sıkıntı olan bu hususu insanlarımızı incitirim korkusuyla onca zamandır yazmak istememe rağmen yazamadım. Ama artık benim sizleri tanıyıp, anladığım kadar sizlerin de beni tanıyıp, anladığınızı düşünerek bu konuyu sizlere açmaya karar verdim. Amacım kimseyi kırmak değil aksine aramızda olan ancak görünmeyen bir buz kitlesini samimi duygularla ortadan kaldırmaktan öte değildir. Bilen bilir benim memleketime ve insanımıza olan engin sevgi ve bağlılığımı. O nedenledir ki bir dostun bir dostla candan bir sohbeti gibi paylaşacağım bu sıkıntımı sizlerle.
          Her memlekete ayak bastığımda bu cümleyi duyunca memleketime kavuştuğum için ne kadar seviniyor isem en az o kadar üzülüyor ve içim burkuluyor.  İçimin acıdığını, canımın yandığını ve dışlandığımı hissediyorum kendi toprağımda, kendi insanım tarafından.  Oysa benim her memlekete gelişim çaresiz gidişimizin açtığı derin yaraların tamiri olsun diyedir. Sahipsiz bıraktığımız yıkık evlerimizin duvarlarından af dilemektir. Ekemediğimiz tarlamızın günahlarına kefaret sayıyorum her memlekete kavuşmayı. Bayram sabahları koşup gelemediğim mezarlarımızın önünde utana sıkıla bakın geldim demenin mahcubiyeti ve yürek sızısıyla ellerimi açıyorum duaya. Yürüyemediğim yollarda en kutsal yerlerde yürür gibi yürüyorum hiç durmadan yürüyemediklerime inat. Okuduğum okulun duvarlarına uzaktan bakıp burnuma gelen her iki ucu açık kalemimin kokusunu hissediyorum. Eski bir etekten bozma bez çantamdan çıkarıp yediğim tandır ekmeği ile çeçil peynirin tadı geliyor damağıma. Her baktığım yerde dolan gözlerimin yeniden dünyayı gören bir insanın heyecanı ile hiç kapanmamasını diliyorum her seferinde. Uyumamaya gayret ediyorum ne kadar fazla görsem kârdır diye güzel memleketimi. İçmekten hiç haz etmediğim çayı bile bardak, bardak içiyorum benim köyümün suyundan demleniyor diye. Ayrılık için vedaya bile geldiğim günden başlıyorum doya, doya veda edebilmek için topraklarıma.  Dilim döndükçe yazıyorum memleketim için, Düz durmayan tek bir taşı dahi olsa düzeltmek adına, bazen kırıyorum insanları bazen üzüyorum bunun da farkındayım. Ama en saf ve en temiz duygularla doğduğum toprakları sevdiğim için yapıyorum bunları, yoksa ne çok bildiğimden nede buradakileri beğenmemezlik yaptığımdan.  Ukalalık değil inanın bazen sataşmalarım, eleştirmelerim yok bu olmadı demelerim hepsi ama hepsi doğduğum toprakları ve insanlarımı sevmekten başka bir şey için değil. Ben memleketimin adını yazarken bile elleri titreyen, gözleri dolan bir kardeşinizim.  Hiçbir hesabım yok memleketime dair buna emin olun, ne siyaset peşindeyim ne çıkar ne de menfaat sadece ve sadece büyük bir sevgi ve sadakat duyuyorum o güzelim topraklara ve insanlarıma. Belki de çaresiz terk edişimizin günahını çıkartmaya çalışmak benimkisi. Artık adını siz ne koyarsanız koyun.
         Hal böyle iken; Bu duygularla geldiğimde memleketime İstanbul'dakilerin 'Dağdan Geldiler Bağdakilerini Kovuyorlar' cümlesinden daha acı geliyor 'İSTANBULDAN GELENLER' diye tabir edilmek Yaz gelince üç beş günlüğüne memlekete gelip ahkâm kesen İstanbullu turistler gibi görülmek 365 günün sadece üç be günüde memleketine gitmek için 360 gün gurbette çırpınanlara yapılan  haksız bir eleştiri gibi geliyor bana. Aslında İSTANBULDAN GELEN değiliz MEMLEKETİNE GELENLERİZ demek daha doğru tabir olacaktır diye düşünüyorum. 
İşte durumum bundan ibaret Güzel memleketimin Güzel insanları gelin yılın 360 günü zaten yüreği buruk gezen bu kardeşlerinizin üç beş gün bile olsa kendi topraklarında mutlu ve huzuru dolaşma fırsatını bu acı cümleyi kurarak ortadan kaldırmayalım. 
           Tüm samimiyetinize ve iyi niyetinize güvenerek dertleşmek maksadıyla yazdığım bu satırları okuma sabrınız ve anlayışınız için tekrar teşekkür ediyor, sağlıcakla kalın diyorum.