Tarih: 08.02.2016 20:10

İL İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILDI

Facebook Twitter Linked-in

   AK Parti´nin Ardahan İl İstişare toplantısı Cumartesi günü parti binasında yapıldı. Toplantıda gündemi açıklayan AK Parti İl Başkanı Vekili Hikmet Görmüş, gündemi açıkladıktan sonra Belediye Başkanı Faruk Köksoy´a mikrofonu verdi. Suriye ve Türkiye´de son günlerde yaşanan oyların tüm toplumu rahatsız ettiğine değinen Başkan Köksoy, AK Parti iktidarının Türkiye genelinde ve Ardahan´da sunmuş olduğu hizmetler hakkında beyanlarda bulunarak, ?Son günlerde ülkemiz genelinde önemli hadiseler yaşanıyor. Bunlara karşı gerek Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ve gerekse Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu ile Partimizin yetkilileri bu konuda gerekli mücadeleleri veriyorlar. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü bozmak için terör örgütlerine nasıl destekte bulunulduğunu haberlerini de izliyoruz. Hafta içinde Milletvekilimiz sayın Atalay´da televizyonda çıktığı canlı yayında taktire şayan bir konuşma yaptı. Bundan dolayı kendilerini kutluyorum? dedi. 
   AK Parti Ardahan İl teşkilatı, Kadın ve Gençlik Kolları Başkan ve yönetim Kurulu üyeleri ile Parti Merkez ve İlçe Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan AK Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, oldukça bilimsel ve etkileyici konulara değinerek, CHP ile PKK´nın toplumsal birliğimizi bozucu davranışlar içerisine girmelerini kınadı. 
Atalay´ın yaklaşık olarak 2 saat devam eden ve partililerden sık-sık alkış toplayan konuşması özetle şöyledir:
    Türkiye´nin güçlenmesinden kaygılanan birçok devletler var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan´ın ?Dünya beşten büyüktür? demesi, başta Rusya olmak üzere bazı devletleri rahatsız etmiştir. Hava sahamızı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesi, Türkiye´nin sınırlarını korumada gösterdiği kararlılığı ortaya koymuştur. Rusya kendince, ?Sen benim uçağımı nasıl düşürürsün? Ben senin ne bağımsızlığına, ne toprak bütünlüğüne saygı göstermem. İstediğim zaman topraklarınıza girerim, istediğim zaman çıkarım. Sen kim olursun ki benim uçağımı düşürürsün. Sen kim olusun ki dünya beşten büyüktür?? dersin gibi tehditler savururken, terör örgütlerine destek vermek suretiyle ülkemizde huzursuzluk yaratıyor. 
?Dünyanın beşten büyük olduğunu kabul edecekler?
   Dış güçler Türkiye´nin büyümesinden ve gelişmesinden adeta kuduruyorlar. Ama biz Çanakkale zaferinden önce orta doğuda İngiliz ordusunu bozguna uğrattığımız gibi, gücümüzü ortaya koyduğumuzda dünyanın beşten büyük olduğunu onlara kabul ettirecek güce sahibiz. Eninde, sonunda bunu kabul edecekler. Bugün olmasa yarın, belki yarından da yakın olacak. Çünkü tarih aynamızdan bunu görüyoruz. Türkiye´nin gücünden korkanlar çoğunluktadır. Türkiye beş kuruş menfaati olmadığı halde 5 milyon mülteciye 10 milyon dolar nasıl harcar diye muhasebe yapıyorlar.Türkiye´nin bunu neden yaptığını gerçekten anlamıyorlar. Çünkü onların felsefesinde Ensar ve Mücahir diye iki kavram yoktur. Bu ülkeyi yönetenlerin gönüllerinde, sinelerinde, ufuklarında mevcut olan iman gücü ile bütün engeller aşılıyor. Ensar ve Mucahir defalarca yaşanmış ve tarihimizde tekarür etmiş tarihimizde. Biz evlerimizin en güzel odasına ?Misafir odası? deriz. Suriye´deki insanların mağduriyetlerine seyirci kalanların kültürlerinde öyle bir şey yok. Ondan dolayı bizi anlamada zorlanıyorlar. Bu yüzden Türkiye´nin fedakarlığına bir anlam veremiyorlar. Bu çağda kimse babasına bakmazken, biz iki milyon Suriyeli mülteciyi barındırıyoruz. 
?Iraklılar Türkiye´yi seviyorlar?
    Hatırlarsınız, biz 2002´de iktidara geldiğimizde Amerika 2003´te Irak´ı işgal etmişti. Amerikan ordusunu ülkemizden geçirmediğimiz için tartışmalar yaşandı. O zaman ki teskere Meclisten döndü. Bu neyin karşılığıydı biliyorsunuz mu? 1 milyon dolar almak içindi. Çünkü o zaman Türkiye´nin 1 milyon dolara ihtiyacı vardı. Ne iyi ki Meclis bunu reddetti. Şimdi Irak´a gittiğimizde yaşanan sıkıntıları daha net olarak görüyoruz. Meclis Başkanımız Irak´a gitti ve bir toplantıda bulundu. Burada bazı kaygıların dile getirileceği bekleniyordu. Bundan dolayı endişeleniyorduk. Ben önceden Irak´a gittim. İlgililerle görüştüm. İnanın Iraklılar Türkiye´yi çok seviyorlar. Hele ki bir Meclis Başkanları var, Selim Ceburi. Ona dedim ki siz bizim kardeşimizsiniz. Biz sizi üzmeyiz. Göreceksiniz burada 10 gün müzakereler olacak, onlarca komisyonda görüşmeler yapılacak, her şey konuşulacak, ama ?Basika? kelimesini bir kez dahi duymayacaksınız. Bu kelime ?Kardeşiz? demektir. Toplantı 10 gün devam etti, çok konuşanlar oldu, ancak hiç kimse Başika kelimesini ağzına bile almadı.

?Ülkemiz AK Parti ile çok şeyler kazandı?
   Dışarıdan bakıldığında Türkiye farklı görünüyor. Buradaki bazı aptal ve hainler Türkiye´nin değerini bilmeseler dahi, dünyanın neresinden bakarsan bak, oldukça gelişmiş ve refah düzeyi yükselmiş olarak görülecektir. Bu günkü Türkiye´yi inşa eden mevcut AK Parti kadrolarının çizmiş olduğu yolun yolcusuyuz hepimiz. Bu bizim için gurur olarak yeter ve artar bile. Bu ülke AK Parti ile neler kazandı neler. Nereden nerelere geldik. Şimdi daha çok ilerleme aşamasındayız. Kasım seçimlerinin hemen sonrasında söyledim. Zaferi kazandık, evimize çekilip rahat edelim demeyeceğiz. Zaferden zafere koşmak için hareket halindeyiz. Bu ne zamana kadar sürecek? Ülkemiz aleyhindeki manzaralar ortadan kalkana kadar devam edecek. Şu anda bütün yollar bariyerlerle iki kat olarak çevrilmiş ve ülkenin dışına çıkamayan Bağdat, tarihte olduğu gibi Medine pürselam olana kadar öylesine bir proje üretiyorlar ki, İslam kültür ülkelerinin başkentleri birer-birer yok ediliyor. 1490 ?larda başlayan plan ile Şam gitti, Semerkant gitti, Kabil gitti, Bağdat gitti, şimdi sıra Diyarbakır´da. Belki ileride İstanbul´u da düşünürler. Ancak yurda sahip olan bir AK Parti iradesi var. AK Parti milletin sevdasıdır. Bu sevda bize tevdi edilmiş bir emanettir. Bu emanet bizim için namus emanetidir. Bundan ödün veremeyiz. Eyer namusumuz canımızdan daha kıymetli ise o zaman gerekirse canımızı ortaya koyacağız ve bu emanete gölge düşürmeyeceğiz. 
?Kürdün ve Türkün cenneti birlikte olmaktır?
   Devleti, milleti ve bütün kurumları ile güç birliği halinde olan ülkemizde, kimsenin terör yoluyla bir şeyler elde etmeleri mümkün değildir. Arnavutluk´tan ders almayan Kandilin üç beyinsizi, şimdi Kürtler üzerinde oyun oynuyorlar. Kürtleri Türklere düşman edip, tıpki dün Arnavutlukta yaşandığı gibi, Irakve Suriye´deki manzaraları burada da sergilemenin amacını taşıyorlar. Biz bunlara karşı sessiz kalamayız. Kürtler buna karşı kör ve sağır olamazlar. Bu memlekette Kürdün cenneti Türklerle beraber olmaktır. Türkün cenneti de Kürtlerle birlikte olmaktır. Ayrılık-gayrılık herkes için cehennemdir. (Bu cümle dinleyenlerden büyük alkış topladı) Bize öyle ise düşen bir iş var. Her birimize iş düşüyor. 
?Birliğimizi kuşun gibi perçinlemeliyiz?
   Ardahan 1918 ?de düşman çizmeleri altında inliyordu. Namusumuz kirlenmiş, Bayrağımız inmişti. O günden bu güne geldik. Her devirde tekerrür eden bir nesne var. Bugün bize düşen vazife bu topraklar üzerinde birliğimizi kurşundan perçinleştirmek suretiyle duvara dönüştürmektir. İşte biz bunu gerçekleştirdiğimiz gün, 100 yıldır bu topraklarda iştahı kesilmemiş olan büyük emperyalist güçlerin iştahları kursaklarında kalacaktır. Bunu gördüklerinde, ?Artık uğraşmayın, biz bunları bölemeyiz? diyecekler. Eyer onların iştahlarını kursaklarına tıkamak istiyorsak, o zaman Ardahan´dan başlayarak, memleketin her karış toprağında birliğimizi ve kardeşliğimizi kurşun gibi pekiştirmeliyiz. Bunu Türk milleti olarak yapabiliriz. İşimiz zor değil. Bunu gerçekleştirmek çok kolaydır. Geçmişte yıllarca savaşlar olmuş. 1. 2. Dünya savaşlarında Avrupa ülkeleri bütün şehirleri yerle bir etmişti. Son 50 yılda Avrupa Birliğini kurmalarına rağmen yine de güvende değiller. Bunlara karşı gücümüzü bir araya getirmeliyiz ve gereken çabayı göstermeliyiz.
?İslam coğrafyası acılı bir dönem yaşıyor?
    İnsanlar ülkelerinden biraz uzaklaşınca, yada onu kaybedince ancak onun kıymetini daha iyi bilirler. Ben üstlendiğim görev nedeniyle her yıl bir aya yakın zamanımı yurt dışında geçiriyorum. O zamanTürkiye´nin ne kadar değerli olduğunu daha çok hissediyorum Rahmetli Abdülhamid´in farklı bir politikası varmış. O ülkenin huzurundan rahatsız olanları maaşa bağlar, yurt dışına gönderirmiş. Yurt dışında kalmanın ne derece zor olduğunu gördükleri için daha akıllı işler yapıyormuşlar. Bilinen bir gerçek var ki İslam coğrafyası en acılı bir dönemi yaşıyor. Bu esasında bir hasar mevsimidir. Bu asrın meyveleri bomba ve göç olarak topluma yansıyor. Bunun nereye varacağı hesapları yapılıyorken, herkesin gözü-kulağı Türkiye´dedir. Bütün dikkatler Türkiye üzerinde yoğunlaşmıştır. Burayı da nasıl yıkarız diye hesaplar yapılıyor, İslam dünyası umutsuz ve çaresiz bırakılmaya çalışılıyor. 
?Geçmişini bilmeyen, geleceğini göremez?
    Değerli arkadaşlar, geleceği görmenin yolu geçmişi iyi bilmeye bağlıdır. Geçmişi gören bir aynanız varsa, bu yolun bundan sonra nereye varacağını görebilirsiniz. Bundan dolayı tarih bilimi önemlidir. Tarih bilimi insanın hafızası gibidir. Hafızada bir noksanlık olduğunda geçmişi hatırlamaz ve geleceği de bilmeniz mümkün olmaz. İnsanlar için hafıza neyse, ülkeler içinde tarih o kadar önemlidir. İşte tarih bize diyor ki leş kargalarının, vahşi yırtıcıların başınızdan ayrılmadığı bu dönemde kurtuluşumuzun bir tek yolu var, oda birlik ve beraberliktir. Biz o Çanakkale savaşında 7 düvele karşı o dünya harp tarihindeki zafere birlik ve beraberlik içerisinde imza attık. Çanakkale´de şehit olanların mezar taşına baktığınızda her milletten insanlar görürsünüz. Türk milleti birlik ve beraberliği koruduğu müddetçe daha yeni zaferlere de birlikte imza atacaktır. Bu birliği sağlayanda AK Partidir. Böyle olduğu için Şırnak´ta da, Kırıklareli´nde de, Diyarbakır´da da, Ardahan´ da da, ve İzmir´ de de AK Parti vardır. AK Parti teşkilatlarında her dilde ve ırkta insanlar görev yapıyor. Bu da AK Partinin milletin ortak paydası olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla da geleceğimizin garantisi AK Partidir.
?Dış politikamızı eleştirenler kendi geçmişlerine baksınlar?
     Şimdi birileri sağda-solda AK Partinin dış politikasını yanlış görebilir. Ardahan´ın CHP Milletvekili de öyle söylüyor. Onlar istiyor ki, bizde Mısır halkının % 52 oyu ile seçilmiş meşru Cumhurbaşkanını zindana tıkayan Sisi´nin yanında yer alalım. Yine onlar istiyor ki halkına zulmeden Esad´ın yanında olalım. Onların dış politikadan anladıkları budur. Hiçbir ülke Suriye´de yapılan insan katliamına karşıTürkiye gibi mertçe karşı koymamıştır. Bunun için kimsenin bize dış politika hakkında eleştiride bulunmaya hakları yoktur. Bugün dış politika yönünde bizi eleştirenlerin 27 yıl boyunca bu ülkeyi yönettikleri zaman nasıl bir dış politika ve iç politika yürüttüklerini zerresine kadar biliyoruz. Bugün Güneydoğuda yaşanan sıkıntının müsebbibi de kendileridir. 1925 yılında CHP´nin dahiliye vekili Cemil Apaydın bölge vekillerini Diyarbakır´da topluyor. Ankara´ya dönüp rapor yazıyor. Doğu ve Güneydoğu bölgesini müstemleke sistemiyle yönetmemiz lazım demiş. Yani sömürge mantığıyla yönetmek gerektiğinin bildiriyor. Bunlar benim bu bölgeme memleketin bir parçası olarak bakmamışlar. Bu memleketi ve bu milleti ülkenin bir parçası olarak görmemişler. Milleti müstemleke yöntemiyle idare etme gözüyle bakmışlardır. 1938 yılına kadar Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde 4 lise vardı. Dördünü de Allah rahmet etsin Abdülhamid açmıştı. Geçen Meclis kürsüsünde de bu durumu dile getirdim. Hop kalkıp, hop oturdular. Ben Meclis kürsüsünde bir iddiada bulunuyorum dedim. İki bölgeye 1 lise dahi açmadılar. Eğer açmışlarsa çıkıp anlatsınlar. Açılmış bir Üniversite de CHP döneminde kapanmıştır. CHP tarihe üniversite kapatan iktidar olarak geçmiştir. Ama şimdi AK Partinin devrine bakın. Her ilde bir üniversite var. En küçük ilçemizde 3-4 lise var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu´da hiçbir ayrım yapmadan hizmet veren AK Parti hükümetleridir. Kimsenin AK Parti icraatlarını eleştirmeye hakları yoktur.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —