HIGGS BOZONU ve CÜBBELİ TERLİĞİ

HIGGS BOZONU ve CÜBBELİ TERLİĞİ

Dünyanın nereye gittiğinden...

?Sapan taşlarının yanında füze
Başka âlemlerle farkımız bizim?
Necip FAZIL

Dünyanın nereye gittiğinden haberi olmayanların dünyanın geleceğinde yer edinmeleri imkansızdır. Dünyanın geleceğinde söz sahibi olmak isteyen insanlar/ülkeler ve topluluklar; varlıklarının büyük bir kısmını eğitime, araştırmaya ve dünyanın geleceğini ilgilendiren stratejik projelere ayırıyorlar. II. Dünya Savaşı´ndan harap ve bitkin bir vaziyette çıkan 12 Avrupalı devlet, kısıtlı imkanlarını yüksek binalar, pahalı arabalar ve altın kaplamalı tahtlara harcamak yerine; dünyanın en büyük araştırma laboratuvarı CERN´ü kurarak geleceği inşa etmek üzere yatırıma dönüştürdüler.

Maddenin yapısını ve onu bir arada tutan gücün sırrını öğrenmek isteyen bu hamlenin sahipleri; süper iletken teknolojisinin hızlandırıcıları ile temiz enerji kaynakları, yeni reaktör sistemleri, bilgisayar teknolojisi ve sağlık sektörü gibi alanlarda önemli başarılar elde ederek; lazer fiziği, plazma fiziği, nükleer tıp, bilişim teknolojisi, savunma sanayi ve nano-bilimde çığır açan keşifler yaptılar.
Maddeye kütle kazandıran atom altı parçacığı (Higgs Bozonu/Tanrı Parçacığı) bulmak üze seferber oldular ve sonunda çok önemli başarılar elde ettiler.

Doğu Cephesinde Değişen Bir Şey Yok

Özellikle son üç yüz yıldır, yakamıza bir hastalık gibi yapışan; bilimi, aklı, cehdi ve dünyayı dışlayarak İslam ülkelerini; sömürüye, istismara ve cehalete açan Eşa´ri anlayışın viraneye çevirdiği İslam ülkelerinin artık silkinip kendilerine gelme vaktidir. Emek vermeden kazanmanın haramlığını, birden bire cennete girme senaryolarının sahteliğini, saniyede uçup başka bir yere konma mucizelerin masallarda kaldığını Doğu dünyasının bilmesi gerekiyor.
Hayat, somut ve diyalektik bir süreçtir; ne eker isek onu biçeriz; ne edersek onu buluruz; aklın ve irfan kültürünün yardımıyla dünyayı kavrarız ve yeniden inşa ederiz? Kadir-i Mutlak olan Tanrı, kimseye hak etmediği bir şeyi vererek adaletsizlik yapmayacağına göre; emeği, hak etmeyi, liyakati ve adaleti esas almak en temel şiarımız olmalıdır.

Dünyadaki gelişme ve değişmelere cahilane bir tekebbürle karşı durmak, küçümsemek ve karşı çıkmak; ancak akılsızların, eblehlerin ve bizleri yok etmek isteyen güçlere ait kuklalarının takınacağı bir tavırdır.

Aklı ve bilimi dışlayarak, insanların inançlarını sömürmek; inancı, meta fetişizmine dönüştürmek ve bundan kazanç sağlamak; tefessüh etmiş Eş´ari kandırmacanın geldiği son noktadır. Cübbeli Ahmet nam kişi, önce ?Yanmaz Kefen? satarak, sona da ?Nal-ı Şerif´e atfen terlik? pazarlayarak; bunları edinen insanların; evine hırsız girmeyeceğini, Peygamber Efendimizi (SAV) rüyasında göreceğini, dualarının kabul olacağını, dünya dertlerinden ve kabir azabından kurtulacağını, cennete gideceğini, cehennem yüzü görmeyeceğini, iddia ediyor.

Aklın, sağduyunun ve vicdanın iflas ettiği son nokta olan bu hezeyana inananlar; Cübbeli´nin terliklerinden alıp ?Yanmaz Kefen?ine bürünerek dünyada ve ahiretteki şahsi cehennemlerine/cennetlerine hazırlana ve Cennete onları bekleyen hurilerin hayaliyle yana dururken; dünya, duygusal tepkiler veren yapay zeka çalışmalarında bir üst aşamaya geçti; artık insan kanında yalnızca kanserli hücrelere karşı savaşan ve bağışıklık sistemini düzenleyen nano robot ordular üretilmeye başlandı, iletişim, kimya ve plazma fiziğinde yeni teknolojik devrimler yapıldı, dünya ötesi yaşam alanları oluşturma projelerinde devrim niteliğinde gelişmeler yaşandı.

Bizler, gökdelenler, pahalı arabalar, altın kaplamalı yemek takımları ile avunurken/ nesnenin içine batarken; yaklaşık 1200 yıl önce Cabir Bin Hayyan´ın, daha sonra da İbn-i Sina ve Farabi´nin sözünü ettiği -muhtemelen aynı kavramı karşıladığını düşündüğüm- ?varlığın özünü oluşturan ecza, öz´ diye kabul edilen ?Esîr? maddesini araştırmak da Peter Higgs´e nasip oldu. Taşıdığı mucizevi nitelik dolayısıyla Tanrı Parçacığı da denilen ?Esîr? maddesinin adı, ?Higgs Bozonu oldu.

Türkiye, dünyada olup biten bütün bu gelişmelere asla seyirci kalamaz; sloganların ve gösteri amaçlı bazı konjonktür işlerin ötesinde; stratejik yatırımlar yapmalı, geleceğin bilimini üretecek mükemmeliyet merkezleri kurulmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, kökensel ciddi bir reforma tabi tutulmalıdır. Gelecekteki varlığımızın temeli, şimdiden yapacağımız akılı yatırımlara ve oluşturacağımız vizyona bağlıdır.

Ne yazık ki, dünya, siz ona sırtınızı çevirdiğinizde de dönmeye devam etmekte ve bu anlayışın hâkim olduğu toplumların elinden hızla kayıp gitmektedir. Nitekim dünyada; en çok çocuk istismarı ve ölümleri, en çok kadın hakları ihlali, en çok cehalet ve sömürü, Necip Fazıl´ın ifadesiyle bu ?Kaba softa ham yobaz? güruhunun hâkim olduğu toplumlarda olmaktadır.

Varlığımızın ve istiklalimizin ebediliği, üç-beş meczup kuklanın inisiyatifine asla bırakılamaz. Devletimiz; bu tür zararlı akımları, hareketleri ve bakış açısını daraltarak insanımızı radikalleştiren köktenci anlayışları daha büyük zarar vermeden bertaraf etmelidir. Büyük yıkımlar olmadan önlem alınmaz ise, kitlesel felaketlerin yaşanması kaçınılmazdır.

Son üç yüz yıldır akla ve bilme karşı çıkarak; yaşadıkları toplumların geri kalmasına ve emperyalist sömürüye açılmasına vesile olan bu Truva atı meczup müptezelleri artık toplum bir ifrazat gibi dışına atmalı; aklın/bilimin ve irfanın ışığında yeni bir dünya kurmalıyız. 
Kurtuluşumuz, kerameti kendinden menkul meczup müptezellerde değil; akıl, bilim ve irfan kültürümüzdedir.

Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ