´´GÜN OLUR ASRA BEDEL..!´´

´´GÜN OLUR ASRA BEDEL..!´´

´Kitap hepimize yetebilir...

   ´´Kitap hepimize yetebilir. Ormanların ki kadar uzun olabilir ömrümüz. İnsanlar sizi çağırıyorum : kitaplar, ağaçlar ve balıklar için, buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için, üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için. Çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler, günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların, çocukların avuçlarında yeşerecekler...´´ Nazım Hikmet

    22. İzmir fuarı; okuyucusuna, meraklısına, kitapların buluşmasına, mışıl mışıl uyuyan sözcüklerin insan kokusuyla uyanmasına ev sahipliği yaptı. Kutluyorum emeği geçen herkesi, herkesimi.

    Ve bizi onurlandıran, sıkışmış insan yalnızlığında bizi yalnız bırakmayan, aldığı kitabı göğsüne bastıran, kokusunu içine çeken dostlara, arkadaşlara, tanımadığım insanların ellerinin dokunduğu raflara, içtenlikle bakan gözlere minnetle teşekkür ediyorum.

    Fuar da hatıralarımda yer edinecek en değerli hazinem 16. yaşında ki engelli bir okurun yanıma yaklaşıp, ´´Hişşt baksana bana demesiydi´´
    Önce afaladım, sonra tüm algılarımla yüzüne baktım. yanında ki, kusura bakmayın, ´´oğlum engelli, hep böyle yapar,´´ dedi. Lütfen, olur mu öyle şey, buraya gelmiş, kendini burada tamamlıyor belki, bırakın lütfen ne söylerse söylesin, derken ´´Sende aşk kitabı var mı,dedi,´´ yoksa da sana bulurum dedim, gülümsedim.
    Yüzüme tekrar bakıp, kelimeleri kopuk kopuk söyleyen diliyle´´ Ben Kemal Sunal izlerim, aşk kitabı okurum, gerisi hikaye´´ dedi. Sarıldım, titreyen bedenine, tutmayan kollarına, işte bu dedim; Bir insanın kafası, yüreği sakat olmasın yeter ki..!

İnsanlar hissettiklerini muhakkak söyleyebilmeli
Gerçekte nasıl hissettiklerini
Değil mi ki;
Bu şarkılar, bu filmler bize yalan söyledikleri için suçlular.
Tüm kalp kırıklıkları ve her şey için.
Yabancı birini, ağızlarına yapıştırdığı sözcükle, onlar için bir anlam ifade etmeyen... ´´Aşk´´gibi sözcükleri değil.

Bütün ödüller, şan, şöhret bizim olsa ne yazar, yüreğimizin bahçesi çoraksa !

"Nobel ödülü hakkındaki değerlendirmeniz?" sorusuna;

"Hayatımda aldığım en büyük ödül karım pilar´dır. İşin aslına bakılırsa, en büyük devrim aşktır." yanıtını vermiş yazar.
saramago & pilar

Her anın ve her eylemin insan algılarına dokunan bir iz düşümü muhakkak olur.
özellikle fuarda ki kişi ve kişilere yardımcı olmak amacıyla yapılan anonslar öyle sıradan ve aleni değildi.

Bir kaç tane seçkilerden vermek isterim;

*Sevgili küçük okur, kelimelerin kokusunu ve kelimeleri özleyeceksiniz.
*Cerensu uzun süredir arıyoruz sizi, neredesiniz ? merak ettik, lütfen danışmaya?
*Sayın Ahmet bey, uzaklardan mı geldiniz yoksa ? Kızınız kaybolmuş, şu anda anons odasında, gelip güzel kızınızı alır mısınız lütfen ?
*Duru, sizi arıyoruz, lütfen danışmaya doğru yürür müsünüz ?
*Sayın cüzdan düşüren ´´Cüzdanınız güneşe benziyor, sarı ve sıcak´´
*Duru´ ya diye imzalanmış. Düşürmüşsünüz kıtabınızı, lütfen gelip alır mısınız? Okuyacaksınız elbette !

İnsan, istedikten sonra algıyı çok güzel yönetebilir., çok çok beğendim yüreğinize sağlık, bende akşamına İstanbul´ a yolcuyum yoluma gül dökermisiniz.

İnanalar bize iki şey öğretti; ya doğanın yolu yada inayet yolu. Hangi yolu seçeceğimize, izleyeceğimize biz kendimiz karar vereceğiz.

Yaşam zamandır ve zaman akan bir yoldur. Bu yaşamı bir yolculuk, bir seyahat yapar.
Sanatın iyileştiren, geliştiren, anlam ve mana katan bütüne varan içtenlikli kollarına minnetle...

Olcay Kasımoğlu