İstanbul’da faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri içerisinde genç yaşına rağmen ilk andan itibaren üstlendiği misyon ile her seferinden bir önceki faaliyetinden daha iyisini yapan ve bu konuda toplumda da ciddi taktir gören merkezi İstanbul Pendik de olan Kars Ardahan Iğdır Kültür ve Yardımlaşma Derneği pandemi sonrasında yine vizyonu olan bir faaliyete imzasını attı.
19 Haziran 2021 Cumartesi günü Ardahan Üniversitesi ile Zaman ve Mekân: Ardahan konulu fotoğraf sergisini Pendik Atatürk Kültür Merkezinde açan KAIDER hem Ardahan’ı yeniden bir etkinlik ile İstanbul’a taşımayı başardı.
Bu sergiye Ardahan Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mehmet Biber, Ardahan Ak Parti Milletvekili Sayın Orhan Atalay, Ardahan Ticaret Odası Başkanı Çetin Demirci ve birçok siyasi ve bürokratik erkan kile çok sayıda Kars Ardahan ve Iğdırlı olup İstanbul’da yaşayan hemşerilerimiz katıldılar.
En başta da izah etmeye çalıştığım gibi beş yaşını dolduran KAIDER bugüne kadar çoğu sosyal sorumluluk projesi olmak üzere üç yüzden fazla proje ve etkinliğe imza atmayı başarmıştır. Sosyal sorumluluk projesi de derken birçoklarının yaptığı gibi adı sosyal sorumluluk projesi olan değil okullara bilgisayar sınıfı, her ramazan ayında iki bin ’den fazla aileye erzak yardımı, her okul açılışından önce en az bin beş yüz çocuğa okul araç gereçleri yardımı, kışın bot ve ayakkabı yardımları, ekonomik durumu yerinde olmayan ailelerin çocuklarına giysi yardımından tutunda onlarla bir gün boyunca sinemasından pikniğine kadar birlikte olunan etkinliklere imza atan KAIDER Ardahan’a dair KAVILCA Buğdayını ise belki de gündeme taşıyan tek STK olarak adını tarihe yazdırmıştır.
Açtığı kurslar, düzenlediği panel ve sempozyumlar ile toplumda üzerine düşünülmesi gereken konulara dair uzmanları üyeleri ve misafirleri ile karşı karşıya getirip ilk elden bilgilendirme yapan KAIDER kültürel manada ise kültüre hizmet eden onlarca etkinliğin ev sahipliğini yapmıştır.
KAIDER’e dair onu diğerlerinden farklı yapan belki de en büyük özellik hiçbir başkanının görev süresinden sonra ikinci kez görev almadan bayrağı vakti geldiğinde nezaket ve suhulet ile bir diğerine teslim edebilme erdemini gösteren bir yönetim anlayışına sahip olmasıdır.
Yukarıda küçücük birkaç özelliğini sıraladığım bu güzide yapının düzenlediği cumartesi günü yapılan etkinliğe de rahatsızlığım sonrasında fazla kalabalık ortamlara girme yasağımı delerek ciddi bir aidiyet ve yapılan iş için harcana emeğe saygının bir gereği olarak katıldım.
Gerçekten kalite ve zarafet kokan memleketimin temiz ve güzel havasını ruhumda hissettiren fotoğraflar ile dolu güzel bir sergi olmuştu ve salonda olanlar ile yaptığım sohbetlerde de onların da aynı duyguları taşıdığını müşahede ettim.
Bunun yanında o güne dair naçizane bir gazeteci ya da fikrini beyandan çekinmeyen bir kardeşiniz olan iki hususu da sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.
Değerli dostlar bizim yöremizin insanının iki belirgin özelliği ağır basar birisi her zaman güçlüden değil haklıdan yana olmasıdır ki bunu tarihe baktığımızda Rus işgaline sessiz kalırsa çok rahat ve müreffeh bir hayat geçirecekken işgalin karşısında sazı ile dimdik duran Aşık Şenliği babayı tanıyınca anlarız.
Bir diğer hasletimiz ise vefa duygumuzun çok gelişmiş olması ve bu duygu ile hayata tutunan bir yapının insanımıza hâkim olmasıdır.
Bu etkinliğin ortaklarından biri olan Ardahan Üniversitesi bu etkinlik ile hem Ardahan’ımızı hem de Ardahan’ımızın göz bebeği üniversitemizi gençlere tanıtmak için ciddi bir çalışma yapmış ve bu bağlamda 6 dakika 49 saniyelik güzel de bir Ardahan Üniversitesi tanıtım videosunu etkinliğe katılanlar ile paylaştılar.
Bunun yanı sıra genç Ardahan Üniversitemizin sayın Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber hocamız etkinliğe katılanlara hitap ederek Ardahan’ı ve Ardahan’ın göz bebeği üniversitemizi katılımcılara anlatan bir konuşma yaptılar.
İşte tam bu noktada çok büyük emekler ile kurulan ve harika bir kampüse sahip olmamız konusunda emeklerini hepimizin bildiği üniversitemizin kurucu Rektörü sayın Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ın ne bu tanıtım videosunda adının geçmesi ne bir görüntüsünün olmaması ne de sayın mevcut Rektörümüzün konuşmasından adının dahi anılmaması vefa duygumuz adına beni çok üzmüştür.
Aslında bize yakışan kendisi de İstanbul’da bulunan kurucu rektörümüzü bu etkinliğe çağırmak ve şu an gurur duyduğumuz Ardahan Üniversitemize kazandırdıkları için hatta üniversitemizi ilimize kazandırdığı için kendisine vefa göstermekti ama onlar ne hocamızı davet etmişlerdi ne de gıyabında bile olsa adını hiçbir yerde geçirmeyerek vefasızlık örneği sergilemişlerdi maalesef.
Bir garipsediğim husus ise etkinlikte konuşan Ardahan’ın iç dönemdir vekillerinden olan Ak Parti milletvekilimiz Sayın Prof. Dr. Orhan Atalay’ın yaptığı konuşmadaki bazı hususlardı.
Sayın vekilimiz Ardahan’dan bahsederken eğitim başlığı altında bugün Ardahan’daki bir öğrencinin Ankara’daki bir öğrenciye göre çok daha avantalı olduğunu ve çok daha iyi şartlara sahip olduğunu vurgulayarak beni hayretler içerisinde bırakmıştır.
O zaman madem öyle neden bu avantajlar neden istatistiklere yansımıyor diye düşünmek gerekmez mi?
Madem Ardahanlı öğrenciler Ankaralı bir öğrenciye göre çok daha iyi imkanlara sahipler ise o zaman her yıl Üniversite sınavlarında alınan sondan üçüncülüğü hangi gerekçeler ile açıklayabiliriz sayın vekilim?
Yoksa çocuklarımızın zekasında mı bir sorun var!
Bir diğer garipsediğim husus ise sayın vekilimiz Ardahan’ımızın sağlık konusunda da çağ atladığını sağlık hizmetleri konusunda o kadar iyi imkanlara sahip olduğunu tam da bu nedenle İstanbul’dan ya da diğer illerden gelen Ardahanlı hemşerilerimiz MR, Tomografi gibi birçok hizmeti burada bir gün içerisinde aldıklarını söylediler.
Sayın vekilim lütfen aklımız ile oynamayın; Bugün Ardahan Devler Hastanesinde eksik olan doktor kadrosu olanlardan daha çok, apandisit ameliyatı için bile insanların Göle Devlet hastanesine gittiğini biliyoruz, çocuk göğüs hastalıkları uzmanı hatta kadın doğum uzmanı konusunda bile sıkıntı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yine yetmez gibi Çıldır da dört senedir bitmeyen duvarları çatlamaya başlayan çok değil on yataklı hastanenin daha bitirilemediğini hepimiz biliyoruz.
Bizim bildiğimiz Ardahan ile sizin anlattığınız Ardahan aynı değil maalesef sayın vekilim.
Tam da bunları içimden geçirirken ve sayın vekilimizde kürsüde bunları söylerken deprem oldu ve salondan ayrıldım hangi depremin şiddeti daha büyüktü derseniz anlatılanların sarsıcılığı doğal depremin sarsıcılığının Richter ölçeğine göre katbekat fazlasıydı.
Taktiri kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
Sağlıcakla kalın.
Sinan KARAÇAY / İstanbul
