GÖRMEZDEN GELİRSENİZ GÖRÜNMEZ OLURSUNUZ

GÖRMEZDEN GELİRSENİZ GÖRÜNMEZ OLURSUNUZ

Son yaşanan Adalet yürüyüşü

   Son yaşanan Adalet yürüyüşü eylemi ve bu yürüyüşe karşı hükümet tarafından takınılan tavır gösterdi ki: Daha dün Ak Parti´nin kurulmasına giden tarihsel yolda yaşananları dikkate almayanlar, milletin hissettiklerini anlamaya çalışmayan, milletin tercihlerine kulak asmayıp sırtlarını dönerek siyaset yapma yanılgısına düşenlerin yaptıkların aynısını bugün kendileri bu yanılgılardan istifade ederek 15 yıldır iktidar olanlar maalesef tekrar etmektedirler.
   Kemal Kılıçtaroğlu´nun Ankara´dan başlattığı Adalet yürüyüşüne önceleri tiye alarak tepki gösterip, ardından bölücü ve FETÖ´cü ilan ederek itibarsızlaştırmak en sonunda ise yok hükmünde kabul edip ona göre tepkiler vermek siyaseten yapılan en büyük hatadır. Ortada bizler katılsak da katılmasak da ciddi bir kitlenin kaygılarını dile getiren ve ciddi bir katılım sağlanarak ortaya konan ciddi ve ses getiren bir eylem hayata geçirerek ve hiçbir güvenlik sıkıntısına sebebiyet vermeden yapılan siyaset tarihimize geçen bir eylem gerçekleştirilmiştir.
   Adalet yürüyüşüne katılmadığımız yönler olabilir bu çok doğal ve tabi bir durumdur. Bu yürüyüşe sonradan dâhil olanların bu yürüyüşün, ruhuna ve gayesine zarar verdiğini şahsen bende düşünüyorum. Asker, Polis, Köy Korucusu, Öğretmen, Doktor, Mühendis, İşçi ve Sivil Halktan yüzlerce kişiyi katleden terör örgütüne karşı dik durmak bir yana onlara alenen destek olanları da bu yürüyüşte gördüğümüz doğrudur. Bu tipler her türlü toplantı ve etkinliği bir devlet aleyhtarı toplantı veya etkinliğe dönüştürmek için hazır kıta bekleyen tiplerdir ve bu türden birçok etkinliğe fikri sabotajlar yaptıkları herkesin malumudur. Bu tipler eğer bu yürüyüşe dâhil edilmese belki de birçok provokasyon yapma ihtimalleri vardı ya da CHP´nin içerisinde uzun zamandır maalesef ki bulunan bölücülere sempati duyan tiplerin (Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu v.s. gibi) parti içeresindeki etkisinden çekinen parti üst yönetimi bu katılıma karşı sessiz kalmayı tercih etmiş de olabilirler. Bu yürüyüşün bu yönlerini eleştirmek de en tabi haktır ve bu hakkı kullanmak da iyi niyetli herkesin en tabi vatandaşlık hakkıdır.
   Tüm bunlar bu yürüyüşün ortaya çıkış gayesinin, Adalete duyulan güvensizliğin geldiği noktaları, İnsanların Adalet duygusuna karşı duyduğu derin kaygılarını görmezden gelmeyi, yok saymayı, hiçleştirmeyi meşrulaştırmaz. Bunu görmezden gelmek en çok da bugün çok çeşitli badireler atlatan ve sancılar çeken Adalet sistemimizdeki sorunları halı altına süpürmekten öte bir durum değildir.
     Ankara´dan başlayan ve İstanbul´a uzanan uzun ve bir o kadar da zorlu yolculuk beğensek de beğenmesek de yol boyunca güç kaybetmek yerine her geçen gün ivme kazanarak taraftar toplamış ve 9 Temmuz günü Maltepe de sayısı milyonu geçen bir tarihi bir mitinge dönüşmüştür. Katılım sayısını düşük gösterme çabaları nihai gerçeği değiştirmeyeceği gibi halk nezdinde bu eyleme daha da fazla bir itibar kazandırmaktan öteye gitmeyecektir.
   Doğru olan geçmişte sol siyasetin yaptığı hataya düşerek yok saymak, aşağılamak, küçümsemek, İnkâr etmek daha da ileri giderek hakaret etmek olmamalıdır. Dün Ak partili seçmenlerin taleplerine sağır kalarak, oy verenleri cehalet ile suçlayıp, sürü diye aşağılayıp, göbeğini kaşıyanlar tayfası diye adlandırma gafletine düşenlere söylediğimi bugün de bu yürüyüş ve mitingi aynı şekilde tepkiler ile yok sayan ve hakaret edenlere diyorum ki; YANLIŞ YAPIYORSUNUZ.
    Ortada çok sakin, gayet barışçıl geçen ve çok ciddi bir kesimin ortak kaygılarını dillendiren bir eylem var ve bu eylem beklendiğinden daha fazla halk nezdinde sahiplenilmiş ve hükümet tarafından ciddi alınması gereken mesajları içermektedir. Hükümet hükmeden ve yöneten konumunda olduğu için görmezden gelip yok saymak gibi bir hakkı yoktur ve bu kaygılar ve talepler çok büyük titizlik ile incelenip siyaset üstü bir düşünce ile elenerek buradan ortaya çıkan sonuçlar günlük hayata dair düzenlemeler ile derhal bir eylem planı ile uygulamaya geçilmelidir.
    Sonuç olarak; Yapılan bu Adalet yürüyüşüne her eleştiri yapıldı ama kimse çıkıp ?Adalet Sisteminde Sorun Yok ? diyemedi. Bu da önemli bir şey demek ki halen vicdanlarımız çalışmaya devam ediyor. Dün İnanlara ve muhafazakârlar abartılmış Laiklik kaygıları ile zulüm eden Adalet bugün tam tersine diğerlerine zulmeder hale gelmiştir maalesef. Bu yürüyüşe yapılan en büyük eleştirilerden birisi de terör örgütüne mensupların bu yürüyüşte olduğudur ki bu tez bile Adaletimizde bir sorun olduğunun ispatıdır. Eğer Adalet de sorun olmasa bugün bu teröristler ve yandaşları dediğimiz kişiler yollarda değil hapishane koğuşlarında olurlardı, olmadıklarına göre bir yerde sorun var demektir.
   Bu ülke hepimizin 80 Milyonun da bu ilkenin vatandaşı olduğuna göre Ak Partinin de bu ülkeyi yöneten meşru hükümeti olduğuna göre bünyesinde terör ve bölücülük barındırmayan her türlü talebi adil ve tarafsız olarak değerlendirmeye almalı ve toplumun kaygılarını gidererek beklentilerine mutlak bir cevap vermelidir. Partili üyelerin yaptıkları gibi hakaretler ederek, sayıları ufaltarak, itibarsızlaştırıp dün kendilerine yapılanları aynen hatta misliyle yaparak ancak ve ancak dün eleştirdiklerinin yerlerine geçmiş olurlar ki bu savundukları değer ve inançlara tam ters bir durum olduğu gibi kendi siyasal sonlarını da hazırlamak manasına gelecektir.
    Partililerin bireysel çıkışları ile değil parti tüzel kişiliği, akıl, ahlak ve adalet ile hareket etmeleri herkesin ortak haklı talep ve beklentisidir.
   Aksi halde mazlumların sesi, kimsesizlerin kimi olarak gelinen koltuğun heybetine ve ihtişamına kapılarak Tarihin mağrur ve mağluplar sahnesinde sürecini tamamlayan bir parti olmaktan öteye gidemeyen bir parti olur Adalet ve Kalkınma Partisi.
    Görmezden gelen irade zamanla görünmez hale geleceğini görmeli dün yapılan bu sakat tutumun kendi iktidarlarının temelini oluşturduğunu hatırlayıp kendi temellerine kendi elleri ile zarar vermemelidirler.
   Ortada Adalet Sisteminin işleyişi ile ilgili ciddi kaygılar vardır ve bu kaygıların giderilmesindeki en büyük görev ülkenin yönetimindekilere düşmektedir , ülkenin geleceğine dair bu ciddi soruna da ivedilikle ve tarafsızlıkla çözüm bulunmalıdır, Çünkü ADALET Ekmek Su Kadar gerekli ve kutsaldır herkesin için hepimiz için?.

Sinan KARAÇAY / İstanbul