GÖLDE AT YARIŞI OLUR MU?

GÖLDE AT YARIŞI OLUR MU?

Geçtiğimiz cumartesi Çıldır Kristal...

    Geçtiğimiz cumartesi Çıldır Kristal Göl Kış Şöleni´ndeydik. Donmuş göl üzerindeki at yarışlarını, atlı cirit ve okçuluk karşılaşmalarını izlerken, İsviçre´de 110 yıldır düzenlenen White Turf At Yarışlarını andık. Keşke Ardahan da St. Moritz gibi olsa diye iç geçirdik...

    Hani bazen görüşmek isteyip bir türlü denk getiremezsiniz de sonra nihayet buluştuktan sonra, hemen sonra, tekrar tekrar karşılaşır, üst üste rastlaşır, görüşürsünüz. Kars´la ilişkim buna benzedi. Sen yıllarca gitmek iste, bir türlü becereme, sonra iki hafta arayla ikinci seferden dön...

    Çıldır gölüne aklımı kaçırdığımı evvelki hafta anlatmıştım. Donmuş gölün üstünde yürüyüş de atlı kızaklarla dolaşmak da pek keyifliydi. Ağları toplayarak nasıl balık tutulduğunu görmek, sırf balık da değil, türlü canlı göl mahlukatını görmek unutulmazdı.
Jiple göle girip hava atmak için patinaj çeken, sonra da çakılıp yardımsız çıkamayan şoförlerle dalgamızı geçmiş, gölün en güvenli biçimde şubatta donduğunu, böyle arabalı şovlar için ocak ayının yanlış ve tehlikeli olduğunu öğrenmiştik.
    İşte sonra şubat geldi ve geçtiğimiz cumartesi günü donmuş gölün üstünde bir dizi etkinlik gerçekleşti. İkinci Kars seferimiz, tam da buna denk geldi.

GERÇEKÜSTÜ BİR GÖRÜNTÜ
    Uluslararası Çıldır Kristal Göl Kış Şöleni´nin dördüncüsüydü bu. Atlı okçuluk, atlı cirit, rahvan at yarışı, dörtnal at yarışı, atlı kızak yarışı, kayaklı koşu yarışması gibi etkinlikler vardı. Türkiye Jokey Kulübü de destek veriyordu.
    Çıldır gölü, uçsuz bucaksız nefes kesici beyazlığıyla olağanüstü imkânlı bir yer. Hayal kurmaya da aksiyona da... Gerçeküstü bir görüntü var karşınızda; saatlerce seyredebilirsiniz. Ama tabii kalabalıktan ezilmez ve de görebilirseniz...
İyi bir organizasyon için sadece iyi niyet yetmiyor.
   Güzel bir tribün kurulsa... Kademeli oturma yerlerinden herkesin görme şansı olsa... Konuşmalar bu kadar uzamasa... Yarışlar zamana karşı değil de rakipleri bir arada görüp heyecanı artıracak biçimde kurgulansa... ´Uluslararası´ kelimesinin içi dolsa... Çok şahane olmaz mı diye düşündük.
    Çeşitli yeme-içme standları kurulsa... Kadınların el emeğini değerlendirecekleri tezgâhlar da olsa... Bu etkinlik tam da bir cazibe merkezine dönüşmez mi, yöre turizmi şahlanmaz mı diye konuştuk.
     ´Gölde at yarışı olur mu´ sorusuna ´Hem de nasıl´ dedirten şahane bir örneği var bunun. White Turf, 1907´den beri gerçekleştirilen ve de kış turizmi açısından dünya çapında önem taşıyan bir organizasyon.
    İsviçre´de St Moritz´de düzenlenen bu etkinlik için dünyanın her yanından binlerce kişi geliyor ve hesaplamaya abaküsümüzün yetmeyeceği paralar dönüyor.
     Kış sporlarının kayak ve snowboard´dan ibaret olmadığının kanıtı adeta White Turf At Yarışları ve de St. Moritz´in belki de en görmeye değer olayı. Şubat ayının üç Pazar günü, donmuş göl üzerindeki maceraları görmek için 30 bin civarında meraklı, kasabayı şenlendiriyor. Eğlence, şıklık, lezzet, sadece atlar değil pek çok şey birbiriyle yarışıyor.
     Geçen yılki White Turf´te ilk defa Türkiye Jokey Kulübü adına da koşu düzenlenmişti. Hem de 14 Şubat´ta. TJK Başkanı Yasin Ekinci, atın Türkiye tarihinde nasıl da önemli olduğunu anlatmıştı. The Marmara Oteli Türk mutfağından örnekler sunmuş, ebru sanatı da ayrıca ilgi çekmişti.
     Ardahan´ın St. Moritz ile yarışmasını beklemek fazla hayalcilik tabii. Ama Çıldır´daki etkinliği canlandırmak için neler neler yapılabilir... Doğanın cömertliğine biraz bilgi, görgü, beceri, vizyon eklense... Dünyayı bilmem ama İstanbul´dan geleceklerin garantisini veririm!

Nur ÇİNTAY / Sabah Gazetesi