www.cildirgoyce.com

EMANETTEKİ ADALAR, MAVİ VATAN ve KIBRIS ANAVATANDIR

EMANETTEKİ ADALAR, MAVİ VATAN ve KIBRIS ANAVATANDIR

Nihat Ağdemir'in Kaleminden...

         İkibinli yılların başında Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması planı uygulanmıştı biliyorsunuz. Hatırlatalım neler yaşanmıştı? Ilk aşamada Birleşmiş Milletler, Ardından Avrupa Birliği harekete geçirilmek istendi. Son olarak mesele NATO seviyesine getirilmişti. 2004 yılında müzakereler tıkanmıştı. Annan Planı olarak sunulan tasarıyı biz kabul, Rumlar reddetmişti.

        Durdular mı? Hayır. Kıbrıs Rum tarafını bir devlet gibi kabul ederek Avrupa Birliğine üye yaptılar. Çok ilginçtir Annan planını kabul eden tarafı (KKTC) AB üyesi yapmadılar,  reddeden tarafı(Rumları) AB üyesi yaptılar.

         Sonra rum kesimini AB ve NATO işbirliği adı altında NATO'ya sokmaya çalıştılar. Ülkemiz bu planı 16 yıldır reddediyor, her müzakerede veto ediyor.

        Şimdi son faz'a geçiliyor. Akıllarınca Kıbrıs'ı bu süreçte Girit Adası gibi yekpare olarak avuçlarına alacaklar. Bu amaçla Amerika Avrupa ve NATO üzerinden Türkiye'ye baskı yapacaklar.

         İlk hamle olarak, Yunanistan ve Kıbrıs rum tarafının elini güçlendirmek için silah ambargosunu kaldırdılar. Ve askeri eğitim anlaşması imzaladılar. Amaç silahlandırmak ve çatışmanın önünü açmak.

MESELENİN KISA GEÇMİŞİ

       Biraz geçmişe gidelim Kıbrıs'ın mazisini hatırlayalım. Bu aşamalar çok önemli tek tek not edin...

       Kıbrıs 1878'te, hükümranlık hakkı Osmanlı İmparatorluğunda kalmak kaydıyla, İngiltere'ye devredilmiştir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere ayrı saflarda yer alınca, İngiltere 1914'te işgal etti. Türkiye Cumhuriyeti ada üzerindeki İngiliz egemenliğini Lozan Antlaşmasıyla 1923'te maalesef tanıdı. 18. Yüzyıl başlarına kadar Adanın nüfus ve toprak hakimiyeti Türklerin elindeydi. 1931’den itibaren Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan ile birleşme taleplerini yoğunlaştırdılar. Kıbrıs’ın Yunanistan ile birleştirilmesi anlamına gelen “ENOSİS” kampanyasına, İkinci Dünya Savaşından sonra hız verildi. Yunanistan, 1954'te meseleyi Birleşmiş Milletler'e götürürse de sonuç alamadı. 1955 yılında kanlı EOKA terör örgütü kuruldu.1955-1958 döneminde Kıbrıslı Türkler 33 karma köyü terk etmek zorunda kaldı. Devamında 1970'li yıllarda Kıbrıs'ta rum halkı silahlandırmaya devam ettiler ve psikolojik üstünlük elde etmeye çalıştılar. Rum çeteciler EOKA eliyle Türkleri çoluk çocuk kadın yaşlı demeden evlerinde katlettiler, satırlarla doğradılar ve vücutlarını paramparça ettiler.

          Peki EOKA denilen rum terör örgütünün başında o dönem kim vardı? Makarios. Ekrem Bey'in Beylikdüzü'ne heykelini diktiği Makarios.

          HAÇLI, MAVİ VATAN'DA Görünen o ki maşaları kaldırdılar. Maşa kullanmıyorlar, açıktan el ele tutuştular ve Haçlı mantığı ile üzerimize geliyorlar.

           Balkan Savaşı öncesinde İtalya'ya emanet verdiğimiz ve İtalya'nın da Yunanistan'a devrettiği, emanet adalarımız üzerindeki haklarımızı gasp etmek için geliyorlar.

           Savaş gemileri ile Doğu Akdeniz'e çıkıyorlar. NATO baskıyı daha da artıracak. Türkiye diplomasiyi sonuna kadar deneyecek.

          Bu arada bölgeye iyi inceleyin. Israil'in güvenliği için 3 nokta çok önemli. Bir tanesi Lübnan, diğeri Mısır ve bir diğeri Kıbrıs'tır.

          3 noktadaki sorunların temelinde İsrail vardır İsrail'in Hakimiyet faaliyetleri vardır ve her zaman İsrail tüm çalışmalarını el altından yürütür.

          Mısır'da demokratik yollarla başa gelen Mursi'yi darbe ile indirdiler. Lübnan'ı Beyrut'u patlattılar karıştırmaya çalışıyorlar biliyorsunuz. Sıra Kıbrıs'ta...

        Kıbrıs demek İsrail'in Akdeniz güvenliği demektir. Lojistik ve enerjiye hakim olmak demektir. O yüzden Kıbrıs Akdeniz'dir. Ve Kıbrıs ideali olan Israil; gerek İngiltere gerek Avrupa Birliği ve gerekse Amerika eliyle Akdeniz'de suları hep ısıtacaktır.

          Unutmayın dostlar, bu bir Mavi Vatan mücadelesidir ve Mavi Vatan anavatandır.

          Mavi Vatan mücadelesini kaybetmek demek önce Kıbrıs'ı, sonra adalardaki iddalarımızı ve sonra da Akdeniz'deki hakimiyetimizi kaybetmek anlamına gelir.

          Mavi Vatan mücadelesini kazanmak ise Türkiye'nin Büyük Türkiye olması anlamına gelir.

          Kazanacak mıyız? Elbette ki kazanacağız.

      Bu süreçten güçlenerek ve 150 yıllık hesabı görerek çıkacağız. Akdeniz'i Karadeniz'i, Adalar Denizi'ni, emanetteki Adalarımızı ve Kıbrıs'ı sınırlarımızın içine alarak çıkacağız.

Nihat Ağdemir

 12.09.2020