Bugün ülkemizin içine düştüğü ekonomik çıkmaza dair eleştiri getiren ve hükümetin ekonomik politikalarını eleştirenleri her geçen gün ağırlaşan tabloyu göstererek durumun vahametini anlattıkları için adeta bozulan düzenin ve ortaya çıkan yıkımın müsebbibi sayıp hatta Türk lirası karşısında günde iki üç lira değer kazanınca hükümeti uyarmak yerine hükümete uyaranlara kına yakın diyecek kadar partilerini ve liderlerini kutsayanların içine düştüğü durum ekonominin içine düştüğü durumdan çok daha ağır ve vahimdir.
Ne diyor bu ellerinde kına dolaşıp durumdan rahatsızlığını dile getirenlere bir yerlerinize bu kınayı yakın diyen liderlerine sadakat uğruna ülkesine ve milletine ihanet eden güruh;
Efendim mevcut durumun sorumlusu ABD ve dış güçlermiş ekonomiyi silah olarak kullanarak yerli ve milli olan hükümeti dize getirip yerine onların her dediğini yapacak kukla bir hükümet getireceklermiş o yüzden her ne olursa olsun dik durmak lazımmış.
Bunun doğru bir varsayım olduğunu varsayalım ve biraz geri gidelim isterseniz Ak Partinin kurtarıcı diye millet tarafından iktidara tek başına taşındığı yıllara gidelim.
O günlerde iktidarın başbakanlığı makamında oturan ABD’ye en açık meydanı okumuş bir lider olan rahmetli Bülent Ecevit vardı ve o günlerde de yine bugünkü gibi ekonomide ciddi bir buhran yaşanıyor ve makamına yürüyen merhum Ecevit’in arkasından bir esnaf yazar kasa atmış ve ABD’nin belki de en sevmediği lider olan merhum Ecevit koltuğundan olmuş yerine de millete umut olarak Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan koltuğa oturmuştu.
Madem yaşanan ekonomik buhranın sebebi dış güçler ve sonucu ise dış güçlerin istediği bir liderin yönetime geçmesi ise o zaman merhum Ecevit dış güçler tarafından devrilmiş ve yerine de tarihte eşine az rastlanır bir oy oranı ile dış güçlerin istediği Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçmiştir ve bu mantığa göre Recep Tayyip Erdoğan batının istediği kukla iktidarın onlara tabi lideridir öyle mi?
Kendi iktidara geldiğiniz ortamı bir felaket olarak kabul edip şu an yaşanan ve o günlerin izlerini ve sıkıntılarını hatırlatan bugün ki ortamı ise dış güçlerin bir oyunu diye tanımlamak , o dönemde iktidar olanları krizin sorumlusu kabul edip onları iktidardan uzaklaştırmayı bir kurtuluş sayıp şu an ki krizin doğal sorumluları için yapılan eleştirileri ve bu eleştirinin sahiplerini hainlikle suçlayan ve o gün mevcut iktidardan koltuğu almayı tarihi zafer sayıp bugün mevcut iktidardan koltuk isteyenleri batının uşakları ilan etmek büyük bir siyasi çark etme ve ahlaki olarak çok büyük bir çelişkidir.
Ülkemiz daha önce de yaşanmış ve uzun yıllar etkisini hissettirecek bir ekonomik buhranın tam ortasına düşmüştür ve bu buhrandan çıkışın yolu aklın yolu ile birdir. Körü körüne bir inat ve millette daha derin ayrışmalar yaratacak ağır ithamlar yerine ülkedeki tüm siyasi erkler bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın talebi ile bir araya gelip aynı masanın etrafına oturarak bu krizden ülkeyi el birliği ile çıkartmak zorundadırlar.
Aksi halde durum her geçen gün daha vahim bir hal alacak sonuç olarak ne ekonomi üzerinden gerçek ve samimi kaygılar ile değil siyasi kaygılar ile eleştiri getirenler de bugün sırf liderlerine ve partilerine duydukları sadakat duyguları ile samimi olup olmadığına bakmadan tüm eleştiri sahiplerine kına yakmak derdine düşmüş gözlerini siyasetin kör ettiği siyasi akılsızlar da bu enkazın altında kalacaklardır.
İşte tam bu noktada ülkemiz için parlamenter sistemin ne denli öneli olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır eğer bugün tarafsız ve aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olmayan bir Cumhurbaşkanımız olsaydı bugün hükümet ve tüm muhalefet erklerini bir araya toplayıp krizden çıkışın ilk şartı olan birlik ve beraberlik şartını sağlayabilirdi.
Ancak bugün aynı anda siyasi bir kimlik taşıyan Cumhurbaşkanımız bu tür bir buluşmayı talep eden kendi olduğunda siyaseten kaybeden olduğunu ilan edeceği endişesi ile bu buluşmayı arzu etse bile sağlayamamakta ve her geçen gün milletimiz ve devletimiz geri dönüşü olmayan krizlere doğru sürüklenmektedir.
Gün siyasi hesaplar yapanların ya da ellerindeki kına kapları ile oradan oraya savrulan her devrin adamları çıkarlarının esiri çakalların değil bu ülkeyi ve milleti gerçekten seven vatan evlatlarının birik olma ve mukaddes devletimizi yeniden ayağa kaldırma zamanıdır gerisi lafı güzaftır.