DÜNYANIN KÖR VE SAĞIR OLDUĞU KATLİAM HOCALI

DÜNYANIN KÖR VE SAĞIR OLDUĞU KATLİAM HOCALI

Bu yazıyı yüreğinde Hocalının acısını hissetmeden...

Bu yazıyı yüreğinde Hocalının acısını hissetmeden sokaklarda elinde pankart HEPİMİZ ERMENİYİZ diyenlere ithaf ediyorum.
Tarih 26 Şubat 1992 Azerbaycan`ın Dağlık Karabağ Bölgesinde bulunan Hocalı Kasabası bu kara Şubat gününü tüm dünyanın gözleri önünde acıdan inleye, inleye yaşarken sözüm ona çağdaş dünya, medeni insanlık ve kendini aydınlatmaktan aciz aydınların sessizliği içerisinde kana ve ölüme boğuldu.
Geçmişte Karsta, Ardahan`da, Ağrıda ve Erzurum`da yaşananlardan tecrübe almış Ermeniler o en çok bildikleri şeyi, komşuları zayıf düşünce ve birileri ellerinden tutunca yıllardır yan, yana yaşadıklarının kanını akıtmayı ve yok etmeyi yeniden sahnelediler.
1988 yılına kadar birlikte yaşadıkları ve uluslararası kanunlar ve tarihi belgelerle Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ bölgesini, Rusların sistematik politikalar ile çoğalttıkları Ermeni nüfusunun çok olduğunu bahane ederek Ermenistan`a bağlama girişimleri yıl 1992 olunca doruk noktasına çıkmıştır. Aylarca top atışına tutarak ablukaya aldıkları bölgenin stratejik önemi çok büyük bir tepesi olan Hocalıda tarihin bile kanını donduran bir dramın yaşanmasını sağladılar.
25 Şubatı 26 Şubat`a bağlayan gecede 336.Sovyet Mekanize Alayının desteği ile Hocalıya giren Ermeni güçleri bir gecede 83 Çocuk,106 Kadın, 70 den fazla yaşlı olmak üzere 613 kişi hunharca katletmiştir. Tüm dünyanın kör ve sağır olduğu bu katliam, vicdanları yeşil dolar ile sahte insanlık söylemleri ile dolu uygar dünya ve kendi karanlığında boğulmuş aydın müsveddelerince ya hiç görülmemiş ya da yasak savmak adına üç beş klasik kınama cümlesi ile geçiştirilmiştir.
Ama yüreğinde gerçek insan sevgisi taşıyanlar bu acıyı tüm benlikleri ile yaşayıp, o gece orada gecenin karanlığının bile utandığı geceyi hiçbir gün belleklerinde silmemişlerdir.
Tarihi arşivlerden o kara günlere ait birkaç olayı olduğu gibi naklederek devam edeyim isterseniz ki görün bugün sokaklarda HEPİMİZ ERMENİYİZ diye feryat edenler soydaşlarını biraz daha iyi tanısınlar.
Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı… Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı:
-Akçik, manç?.. (Kız mı, oğlan mı?)
-Akçik… (Kız)
Bu cevap üzerine `oğlan` diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile
hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı. Kan bürülü gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.
-Tun şahetsar, ınger… (Sen kazandın, yoldaş)
-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana… (Ben kazandım ama bu
bebek nasıl beslenecek?)
-Mayrigı bedge gişdatsine. (Annesi besleyecek elbette)
Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:
-Mayrig yerahayin zizdur. (Çocuğa meme ver)
Aynı dakikalarda Hocalı`nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise
Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:
-Asixn ma/, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek… (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın…)
Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere düşmüştü… Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.
İşte sevgili ERMENİ OLDUĞUNU dünyaya bağıra, bağıra ilan eden zatlar birlikte ve bir olmakla onur duyduğunuz soydaşlarınız.
Yaşanan hiçbir ama hiçbir cinayetin savunulmaması gerektiğine inan ve ölümü ve öldüreni savunmanın en başta Yaradan`ın verdiği yaşam hakkına tecavüz olduğuna inanıyor, ırkı, milliyeti ve dini her ne olursa olsun kimsenin canının alınmasını hoş görmediğimi ve lanetlediğimi belirtmek istiyorum.
Ancak ortada yaşanmış hem de üzerinden çok fazla zaman geçmemiş böyle bir zulüm varken, bu zulme uğrayan insanların soydaşları olarak yaşanan bir cinayete verdiğimiz tepki ile bu 613 Ermeni Katliamının kurbanın aziz ruhlarına saygısızlık yapma pahasına tepkilerimizi bu boyutlara taşımamızın açıklanacak bir tarafı yoktur.
Hocalıda o gün rahmana kavuşanları rahmetle anıyor, Dünyanın sözüm ona çağdaş insanlarının kör ve sağır olduğu bu sızıyı yüreğimde hissediyor ve bu acıyı bir ömür boyu yüreğinde taşıyarak yaşayanları saygı ile selamlıyor, insanlığın böylesi acıları bir daha yaşamamasını diliyorum.

                              Sinan KARAÇAY / ÇıldırManşet İstanbul