DOST ACI SÖYLÜYOR VAR MI DİNLEYECEK OLAN

DOST ACI SÖYLÜYOR VAR MI DİNLEYECEK OLAN

Ben Ak parti aleyhine çok sayıda eleştiri yazısı kaleme aldım ve görünen o ki daha çok eleştiri yazısı yazacağa benziyorum daha doğrusu ben yazmıyorum Ak parti böyle devam ederek çooook eleştiri yazısı yazdıracak bana.

Ben Ak parti aleyhine çok sayıda eleştiri yazısı kaleme aldım ve görünen o ki daha çok eleştiri yazısı yazacağa benziyorum daha doğrusu ben yazmıyorum Ak parti böyle devam ederek çooook eleştiri yazısı yazdıracak bana.

Ama şöyle bir fark var ben benim gibi düşünmeyenleri ya da bakınca benim gördüğümden farklı şeyler görenleri ne düşman görüyorum ne de hain. Ben Ak partili kardeşlerimin de en az benim kadar vatan sever yüreğe sahip olduklarını düşünüyor böyle düşünmesem o zaman ötekileştiren ve ayrıştırıp bölenlerden ne farkım kalır ki?  

İşte tam da bu yüzden bu yazıyı kaleme alma gereğini hissettim ve hissiyatımı sizler ile paylaşma gereği duydum.

Bence Ak Partinin en büyük sorunu herhangi bir olumsuzluk karşısında yapılan eleştiri sonrasında olumsuzluğa karşı harekete geçme refleksinin yerini olumsuzluk karşısında eleştiriyi yapanlar için harekete geçme refleksinin almasıdır.

Örnek mi;

  • Son günlerin en popüler konusu lüks bir aracın içerisinde uyuşturucu madde kullanırken akabinde de kumarhanelerde ve lüks eğlence mekanlarında görüntüleri yayınlanan Genel Merkez çalışanı olduğu söylenen ancak durumdan sade bir çalışan olmaktan ziyade konumu daha yüksek bir danışman olduğu anlaşılan zat ile ilgili yapılan yorumlar.

Ortada Genel Merkez gibi en stratejik noktada çalıştırılan bir kişinin partinin ilan ettiği felsefesi, savunduğu değerlerin de tam tersi yaşantısına ters yapılan bir alım yapılmış ve bu şahsın sergilediği görüntüler ile partinin kapı, kapı dolaşın diyerek sahaya sürülen emektar görevlilerine sahada çok ciddi bir mağduriyet yaratılmasına karşın bu konuda bu şahsın babasının vefatı ile psikolojisinin bozulduğu, genç bir insan üzerinden algı yaratılmak istendiği gibi argümanlar ile olay dramatize edilerek adeta üzeri örtülmeye çalışılmaktadır.

Evet bu olayın üzerini bu tür dramatik senaryolar ile kapatmak yerine;

Neden partimizde insan ve konum tercihleri yapılırken bu kadar çok ve vahim hatalar yapılır hale geldi?

Yirmi yıldır yönettiğimiz ülkede insanlarımız neden bu psikolojik çöküntü ve çıkmazlar içerisine düştüler?

Savunduğumuz onca değerin tam aksi bir hayatı üstelik sosyal medyada alenen paylaşmışken bu şahıs hakkında bugüne kadar neden bir işlem yapmadık?

Muhalefetin bulduğunu biz niye bulamadık? gördüğünü bin niye göremedik?

Daha kendi genel merkez çalışanından bu durumundan bihaberken halkın halinden nasıl haberdar olacağız?

 

Gibi daha sayısı onlarca olacak sorgulama niteliğindeki soruları soracağınıza bu durumu adi ve basit bir kabahat hatta dram katarak masumlaştırmayı seçmek yanlış üstüne bir yanlış eklemek değildir de nedir?

 

Yine başka bir örnek salgın nedeni ile birçok ilde esnaflarımız zor durumda kalmış bu illerden salgından belki de en çok etkilenen illerin başında gelen kendisi de Ak Partinin kalesi konumunda olan Konya’da son günlerde yaşanan esnaf eylemlerinin sıkça yapıldığı herkesin malumdur.

Yaşanan bu durumun nedenleri ve çözüm yolları ile ilgili inisiyatif alması beklenen Ak Partili yeklilerinin konuya duyarsız kalmaları yetmezmiş gibi adeta Ak Partinin resmi yayın organı olan A Haber bu esnaf eylemlerinde bulunan CHP gençlik kolları üyesi bir kişiyi bularak bu eylemi ekonomik değil de siyasi gösterme gayretlerinde zirve yapmıştır.

Aslında Ak Partinin gören gözü duyan kulağı olması gereken bu medya kuruluşu tam aksine Ak Partiyi kör ve sağır hale getiren sadece yaranmak üzerine haberler yaparak aslında en büyük zararı Ak Partiye vermektedir. Bir kişi aynı zamanda hem esnaf hem de gençlik kollarında üye olamaz mı? CHP gençlik kollarında olduğu için esnafın isyanına kayıtsız kalmak mı gerekir?

İşte bu nedenle milletin nabzı konusunda algılarını ve görüş açısını açmak yerine eleştiri yaparsak baştakilerin gözüne kötü görünürüz diyerek konuları asıl mecrasından uzaklaştırmayı maharet sayan parti yöneticileri ve partili medya Ak Parti ile halk arasında ciddi mesafeler konulmasına neden olmaktadır.

Unutmayalım ki sorunları yok saymak çözüme değil çözümsüzlüğe hizmettir.

 

Tavrı ve tarzı her geçen gün değişen halktan uzaklaşıp kendi içlerinde kurdukları steril dünyadan başka gözü hiçbir şey görmeyen AK Parti kabul etse de etmese de kaybetmeye mahkumdur. Tabanında bu konularda çok ciddi rahatsızlık olduğunu bizzat biliyorum gerçek manada partisine gönül veren dostlardan çekinip, korkmadan ve gözlere kötü görünürüm endişesi taşımadan bu durumları partinin en tepesindekilere aktarmalıdırlar.

Ha sen niye bu kadar Ak Partiyi düşündün diyorsanız Ak Partinin geleceği beni pek de ilgilendirmiyor ancak iktidar olması ve ülkenin geleceğini şekillendiren parti olması hasebi ile yapılan tüm hataların bedellerinden her Türk vatandaşı gibi bende payımı aldığım için ciddi bir endişe duyuyor dostane uyarılarımı bir kez daha yaparak vicdani görevimi yerine getiriyorum.

 

 Sinan KARAÇAY

Çıldırmanşet/İstanbul