DEMOKRASİ DÜŞÜ

DEMOKRASİ DÜŞÜ

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç,

     Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Türk demokrasisinin eline ayağına vurulan en büyük pranga olan "Yüzde 10 seçim barajı" hakkında heyecan yaratan açıklamada bulundu.
     Kılıç, gazeteci Muharrem Sarıkaya`ya verdiği demeçte, bireysel başvuruları değerlendiren AYM`nin, 2-3 hafta içerisinde "seçim barajı" konusunda kesin kararı vereceğini, kararın olumlu çıkması halinde 2015 yılı Haziran ayında yapılacak olan genel seçimde bu kararın beklenmeksizin uygulanacağını açıkladı.
       Bu açıklama tartışmalara neden olunca, Kılıç bu kez yeni bir açıklama yapma gereği duydu ve aynı köşe yazarına yaptığı ikinci açıklamasında bu kez tedbiri elden bırakmayarak, yürütme organına bu konu hakkında düzenleme yapılması için süre verilebileceğini söyledi. Yani Kılıç, hükümet kanadının bu konu hakkında ki fikrinin ne olduğunu ikinci açıklamasında açıkça ortaya koydu.
   Baraj kaygısı bulunmayan Ak Parti Hükümeti`nin, seçim barajının kaldırılması konusuna olumlu bakmayacağını Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç`ın açıklamalarından anlamamız zor olmayacaktır. Zira Arınç konu hakkında "Bu barajı biz getirmedik. Henüz 15 aylık bir partiydik önümüzde yüzde 10 barajı vardı. Biz şikayet etmedik" dedi.
    Şunu görmek zor değil, AYM`den seçim barajının hak ihlali olduğu yönünde kararın çıkması çok güçtür. Çıkacak olan karar olumlu olsa dahi, 2015 seçimlerinde uygulanmayacağı da görünen köy misali ortadadır.
Yazımın başında "Türk demokrasisine vurulan pranga" dedim seçim barajı için.
Çok haksız olduğumu düşünmüyorum.
       Çünkü Demokrasi`yi tarif et dediğimiz zaman, "Halkın kendi iradesiyle yönetilmesi veya halkın kendi kendisini yönetmesi" tanımı önümüze çıkıyor.
Yüzde 10 seçim barajı, dünya da hiçbir devletin uygulamadığı bir orandır.
      Bu oranı ortaya koyduğunuz zaman, milyonlarca oy aldığı halde ülke yönetiminde seçim barajına takıldığı için kendisine rey veren halk adına söz alamayan parti veya kişilere rey veren halkın iradesi, alalen yok sayılmış olmuyor mu?
      Böyle değerlendirdiğimiz zaman, "seçim barajı" denilen olay, demokrasinin tarifiyle uyuşmamakta ve demokrasi, çoğunluğun egemenliğine dayanan bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani, siyasi anlamda azınlıkta kalan vatandaşlar veya partiler için demokrasiden söz etmek, düşten söz etmekten başka bir şey değildir.
      Son olarak şunu görmek lazım, bu ülkede eğer seçim barajının kaldırılması anlamında demokrasi yumağının çözülmesi gerekiyorsa, bunu sadece AYM`den beklememeli, hükümetin tutumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi halde seçim barajı, milyonlarca insanın temel iradesinin çalınmasına göz yummaya devam edecek ve her seçim döneminde sunni gündem oluşturmaktan öteye gidemeyecek.