ÇILDIR DA NE VAR? NE YOK?

ÇILDIR DA NE VAR? NE YOK?

Uzun zamandır hep düşünüyor ve araştırıyorum doğunun en doğusu Ardahan`ın kör talihli ilçesi Çıldır da acaba `Ne Var? Ne Yok?` ve bu varlar ile yoklar arasında bir bağlantı veya denge varımdır acaba diye.

 

       Uzun zamandır hep düşünüyor ve araştırıyorum doğunun en doğusu Ardahan'ın kör talihli ilçesi Çıldır da acaba 'Ne Var? Ne Yok?' ve bu varlar ile yoklar arasında bir bağlantı veya denge varımdır acaba diye. 
         Önce isterseniz VAR' lardan başlayalım sonra YOK' lara geçeriz.
İşte VAR'larımız ;
1-İnanılmaz Güzel Doğamız ve Tabiatımız Var.
2-Her ne Pahasına olursa olsun Vatanına bağlı insanlarımız Var.
3- Paha biçilmez Ozanlarımız Var.
4- Dillere destan misafirperverliğimiz Var.
5- Sürekli Tepeleri Karlı Dağlarımız Var.
6- 'Can Sağ İken Yurt Vermeniz Düşmana' diyen Baba Şenliğimiz Var.
7- Bu Sene Açılacak diye her seçim döneminde kandırıldığımız AKTAŞ sınır kapımız Var.
Buraya kadar her şey çok güzel asıl VAR'lar bundan sonra başlıyor.
8- Haset Var
9- Had safhada Çekememezlik Var.
10- Kıskançlık Var 
11- Bencillik Var
12- Kin ve Nefret Var
13- Kuyu Kazma, Ayak Kaydırma Var
14- İyilere Kulp Takma Var
15- Düşene bir tekme daha vurup, başına da gülme Var.
16- Kibir, Gurur ve Hakir görme Var.
17- Dedikodu ise her yerde her ortamda Var
            Bu Varlarımızı daha da arttırabilirim ancak daha fazla can sıkmak istemiyorum.
Sıra geldi YOK'larımıza;
          O kadar YOK'umuz var ki hangisi ile başlayacağımı şaşırıyorum ama bir yerden de başlamam gerektiğini bildiğim için başlıyorum.
1- Okullarımızda yeterince Öğretmenimiz Yok.
2- Hastane ve Sağlık Ocaklarımızda yeterli Doktorumuz Yok
3- Harika Bir gölümüz var ama turistik tesislerimiz Yok.
4- Sayın Rektörümüzün gayreti ile açılan Yüksek Okulumuz var ama Yurdumuz Yok
5- Suç işlemiyoruz diye Adliyemiz Yok
6- Üniversite sınavlarında sondan 3.lükten daha iyi derecemiz Yok.
7- 40 yıllık Belde Belediyemiz bile artık Yok.
8- Onca senedir beklememize rağmen halen açılan bir sınır kapımız yok.
9- Hayvanımız var ama ot ve samanımız yok.
10- Devletimiz yurt dışından Ne yiyip Ne içtiği Belli Olmayan hayvanların Etlerini ithal etmesine rağmen, bizim onca emekle beslediğimiz hayvanlarımıza emeğimizin karşılığı olan parayı veren yok.
11- Büyük şehirlerde yüzbinleri bulan nüfusumuz var ama bir tane bile Çıldırlı Belediye Başkanı görmemizin imkânı yok Hatta Belediye Başkanından vazgeçtim Muhtar sayımız bile bir elin parmakları sayısına ulaşmasının bile ihtimali yok.
12- Doğa harikası olan ve dünyada birçok denizden büyük olan gölümüz var ama Su Ürünleri Fakültemiz yok.
13- Çocuklarımız akranları ile yarışırken eşit şartlarda yarışsın diye ilçede tek bir tane bile dershanemiz yok.
14- Koskoca bir ilçede hafta da bir günde olsa hizmet verecek Diş Hekimimiz Yok.
           Velhasıl kelam Ankara'nın Çıldır'da yaşayan vatandaşlarının olduğundan bile haberi yok.
           Bu liste uzadıkça uzamakta ve her geçen gün YOK'larımız artıp gitmektedir. Bu acı durumdan daha çok acı olan ise içinde bulunduğumuz bu durumun çok az kişi tarafından fark edilmesi ve durumu fark edip duruma isyan edenlerin işi gücü olmayan gereksiz ve boş insanlar olarak nitelendirilmesidir. 
         Sevgili hemşerilerim unutmayın VAR'larımızın ve YOK'larımızın sebebi bizlerden başkası değildir. Bireysel çıkarlarımızdan vazgeçip tüm toplumun çıkarlarını düşünüp bu doğrultuda hareket etmeyi başarırsak emin olun içinde bulunduğumuz bu karanlık tablodan bir an önce kurtulup, Aydınlık ve güzel günlere ulaşabiliriz. Unutmayalım ki hep birlikte ve beraberce hareket edersek dağınık ve ne yaptığını bilmez halde sağa sola koşuşturan ve başkalarının amacına ulaşmasını sağlayan birer basamak taşı olmaktan ileri gitmemiz mümkün olmayacaktır. Ancak tüm hırslarımızdan ve husumetlerimizden arınıp hep birlikte hareket edersek işte o zaman yaratacağımız büyük enerji ile insanımızın hak ettiği hizmetleri alabilen ve elindeki hizmetler kolayca geri alınmayan gelişmiş bir toplum olabiliriz. Yoksa üzülerek yazıyorum ki; Devletin vatandaşına sunması zorunlu olan hizmetleri bile almak için dairelerin önünde önü ilikli, birilerinin kapısını çalan süklüm, püklüm insan topluluğu olma halimiz devam edecektir. 
         Oysa yaşadıkları tüm yokluk ve yoksulluklara rağmen, hatta ve hatta yok olarak kabul edilmelerine rağmen Devletine büyük bir muhabbetle bağlı olan Kafkasların mert ve yiğit insanları kapıları çalıp, huzura çıkmayı bekleyen kullar olmak yerine kapıları çalınan, saygı duyulan ve hak ettiği değeri gören insanlar olmalıdır. 
         Yaşanan bu acı tablonun tersine dönmesi için dua ediyor, herkesi bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yapmaya davet ediyor hepinize saygılarımı sunuyorum.