BURAM BURAM KOLONYA KOKUSU

BURAM BURAM KOLONYA KOKUSU

Hadi hepimize geçmiş olsun

      Ağaçları kestik, suların önüne setler çektik, yeşili ortadan kaldırıp üzerine betonlar döktük, medeniyeti maddiyat bildik, sevmedik sevdik dedik, inanmadık inandık dedik, hak yedik, sakız çiğner gibi hukuk çiğnedik, tecavüz ettik, ırza geçtik, çocukları öldürdük, evleri yıktık, kan banyosu yaptık ama kravat takarak çağdaş pozlar takındık, petrol çıkarmak için savaşlar çıkardık, garibanları hakir görüp, zalimleri sırf parası var diye masum saydık, paylaşmayı unuttuk, arabaları garajlara dizip, binaları yan yana diktik, tarlaya tohum ekmedik ama kin ve nefret tohumları ektik, ölümleri kutsadık, insanlara tepeden baktık, evleri ayırdık, anamızı babımızı evlerimize sığdıramadık, koskoca duvarlar arkasında steril hayatlar kurduk, geldiğimiz yerleri unuttuk, dolapları elbiselerle doldurduk ama yürekleri bir türlü sevgi ve merhametle dolduramadık, dönüp arkamıza bir gün bile bakmadık, komşuluğu zaten nedir hiç bilmedik, alt kattaki komşunun anası öldü cenazesinden bile gitmedik ne gitmesi haberdar bile olamadık, çocuklarımıza iyi birer insanı olmayı değil çok zengin olmayı öğütledik, huzura erelim diye binlerce huzur evleri açtık, huzur evlerine attıklarımız sadece bayram sabahları uğrar olduk, akrabadan kaçtık, dostlarımızı iyi insandan değil zenginlerden seçtik, şişip patlayana kadar yedik, komşumuz aç yattı biz hazım için kolilerce soda içtik, kahkahanın dozunu arttırıp gözyaşının faziletini unuttuk, yetimi ve düşkünü görünce burun büktük, aman arkadaşımız bizden borç ister diye yalandan yakınıp durduk, bankadaki hesabımızın sıfırlarını arttırdık ama insanlığımızın önüne bir sayısını bile koyamadık, ibadeti gösteriş için yaptık, dini bir güzel güzel siyasete kattık, medeniyeti rakı masalarına meze yaptık, bilimi dine dini de bilime düşman saydık, ticareti yaparken teraziden çaldık, fırsatı kaçırmadık gelene de gelmeyene de zam yaptık, bir koyup üç almaya başladık, hileyi ticarete esas saydık, dostlarımızı sattık, süte su kattık, ekmeğimize haram, sakal bırakıp cübbe giyip şeytanlık yaptık, takım elbise giyip adam dolandırdık, Rabbimizi unutup şeyhlere taptık, dine düşmanlık yapmak için fırsat kolladık, milletini seveni faşist, bölüşelim diyeni de komünist saydık, hastalanınca doktora gitmeyip hocalarda şifa aradık, benim kalbim temiz deyip ibadetten kaçtık, ibadet edene türlü kulplar taktık, her eğilip, kalkanı namaz kılıyor sandık, çalışandan kısıp zevki sefaya paralar saçtık, et yemek kesmedi efendim etin içerisine altın taneleri attık, üç lahmacun bir ayrana iki işçinin günlük yevmiyesi kadar para saydık, para verip çocukları özel okullara yolladık, çocuğumuza laf eden öğretmeni okullardan attırdık, arı, namusu, hayayı ve edebi ayaklar altına aldık, evimize bir araba yetmez son model aldık, o da yetmez hanıma da aldık, eksik kalır mı kız ile oğlana da bir tane aldık, siyaseti servet için yaptık, hizmet için yapana da enayi adını taktık, hak etmediğimiz makamları nüfus ve para ile aldık, maneviyatı paraya sattık, har vurup harman savurduk, Şükür´ü fakirin avuntusu saydık, koskoca dünyayı paylaşmak yerine hepsini kendimize almaya kalktık ve sonuç;

      Gözümüzle bile göremediğimiz bir virüs bizim kimseyle paylaşamadıklarımıza bizi hasret bırakıyor, zengin, fakir demeden herkes evinin camından bakıyor, ne garip değil mi zengin de fakir de aynı makarnadan alıyor, bilmem nereden aldığı paha biçilmez parfümlerin sahipleri bile aynı fakirler gibi buram, buram kolonya kokuyor.

        Hadi hepimize geçmiş olsun?.

Sinan KARAÇAY Gazeteci Yazar