BU TRENİN ARKASINDA HANGİ VAGONLAR VAR ACABA

BU TRENİN ARKASINDA HANGİ VAGONLAR VAR ACABA

Değerli dostlar geçirmiş olduğum ağır covit 19 hastalığı sonrasında yeniden sizlerle birlikte olmaktan ve hasbihal etmekten büyük mutluluk duyuyor bu vesile ile yeniden sağlığım ile ilgili alakadar olan ve dualarını eksik etmeyen

Değerli dostlar geçirmiş olduğum ağır covit 19 hastalığı sonrasında yeniden sizlerle birlikte olmaktan ve hasbihal etmekten büyük mutluluk duyuyor bu vesile ile yeniden sağlığım ile ilgili alakadar olan ve dualarını eksik etmeyen tüm dostlara sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Ülkemizin içerisine düşürüldüğü durumlar ülkesini ve milletini gerçekten seven insanların yüreğini, aklını ve vicdanını yaralıyor. Belki slogan milliyetçileri ve çakma vatanseverlerin umurunda olmayabilir ancak devlet kademelerine ve bürokrasiye karanlık bulutlar çökmüş, şantaj ve rüşvet en alttan en üste kadar sirayet etmiş durum ise ülkesine sevdalı herkesin yüreğini yakmaktadır.

Bir yanda büyük bir galericinin adının bir soruşturma dosyasından çıkartılması için iç işleri bakanının oğlunun 5 Milyon dolar istediği iddiası.

Bir yanda ülkenin eski başbakanının oğlunun eliyle güney Amerika ülkelerine kadar uzanan uyuşturucu trafiğinin rotasını belirlendiği iddiası.

Bir yanda limanlara, şirketlere ve fabrikalara mafyanın bürokrasi ile birlikte olup devlet eliyle çöküldüğü iddiası.

Bir yanda devletin tepesindeki isimlerin çocuklarının lüks konaklarda düzenlenen uyuşturucu partileri sonrası tecavüz ettikleri ve canına kıydıkları kadınların olduğu iddiası.

Bir yanda devletin içişleri bakanının hakkında hiçbir yasal işlem yapmadan hatta adını bile iki aya yakındır kimseye vermeden mafya liderinin bir siyasetçiye aylık on bin dolar maaş bağladığı iddiası.

Bu vahim iddialar her yerde dillendirilirken ve toplumun her kesiminde bu vahim iddialar merak uyandırırken sadece savcılarımızda herhangi bir merak uyandırmaması da en az bu iddialar kadar vahim ve üzücü olan bir durumdur.

Bu iddialara geçen gün de bir yenisi daha eklendi ve bu yeni iddiaya görünen devlet içerisinde kanunsuzluk ve hukuksuzluk düzenini kuran ve işleten bir yapı var ve bu yapı zaman içerisinde çok güçlenerek tüzenin tamamına hâkim olmaya başlamış ve devlet idaresi bu sakat iradeye teslim olmuştur.

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’ün bugün kaleme aldığı bir yazıda kaçak olarak yurt dışında olan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’ın Haber Türk yazarı ve haber programcısı gazeteci Veysi Ateş ile olan telefon konuşmasının bir bölümü anlatılmış.

Bu konuşmadan Veysi Ateş kaçak olarak yurt dışında yaşayan Sezgin Baran Korkmaz’ı arayarak Ankara’da senin için görüşmeye gittiğini ve bu görüşme neticesinde devlet içerisinde onula uğraşan ve hesaplaşmak isteyen bir yapının var olduğunu ve bu yapının onunla uğraşmasının önüne geçmek ve onu suçsuz ve masum biri olarak yeniden ülkeye dönmesin sağlamak için o yapıya On milyon Euro vermesi gerektiğini söyleyerek bu kirli yapı ile kaçak iş insanı arasında aracı görevi üstlendiğini anlıyoruz.

Bu durum bir görevi doğruları ortaya çıkarmak ve hakkı savunmak olan bir gazetecinin yasadışı işleri olduğu iddia edilen biri ile devlet içerisinde bu durumu belli bedeller karşısında örtbas edecek birileri arasında aracı olması gibi vahim bir durumu da gözler önüne sermektedir.  

Devletin içerisine suç işleyenleri aklayan ve bir bedel karşılığında birilerine suç işleme özgürlüğü sağlayan bir yapının yerleştiğini, şantaj ve rüşvetin olağan bir hal aldığını ve bu çarkın her döndüğünde her yere pislik bulaştırdığını görüyor ve ülkemiz adına ciddi endişeler duyuyorum.

Siyaseti, bürokrasisi ve basını kirlenmeye başlayan bir devletin vatandaşları için demokratik kazanım, ekonomik kalkınma ve refah sağlaması asla mümkün değildir çünkü bu tür sistemlerde tüm özgürlükler ve ekonomik kazanımlar belli bir kesimin emrine verilmekte ve millet ise içine düştükleri durumun farkına varmasın diye onlar için mukaddes sayılan maneviyat duygularını sömüren ve tüketen gündemler ile esir alınmaktadır.

İşin en kötüsü milletin ciddi bir kesimin devletinin düştüğü bu durumlara isyan edenleri hain ve kafir devleti bu durumlara düşürenleri de vatansever ve imanı kamiller olarak görme konusundaki ısrarıdır. Millet pandeminin de etkisi ile daha da kötüye giden ekonomileri ve sürekli düşüş içerisinde olan yaşam standartlarını onlara unutturacak sahte gündemler ile meşgulken birileri milyonlarına milyon katmakta millete de bu pastadan vatan millet, din diyanet sevgisi kısmı kalmaktadır. 

Anlaşılan bu yaşanan olaylar trenin lokomotifidir ve bu lokomotifin arkasında çok fazla vagon geldiği aklı başında olan ve gözlerini siyasetin kör etmediği herkesin malumudur.

Sinan KARAÇAY

İstanbul