Bektemur, yaptığı açıklamada, bu ülkenin kurtuluşundan kuruluşuna kadar herkesin emeği olduğunu ifade ederek, "Günlerdir devam eden olaylar sadece emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektedir. Ülkemiz terör belasından çok çekti. 30 yıl kan ve gözyaşı döktük, ancak görüldü ki terörle hiçbir sonuca varılamıyor. Elbette ki ülkemizin demokratikleşmeye ihtiyacı var. İnsanlarımızın özgürce kendilerini ifade etmeleri gerekmektedir. Ancak bunlar yakarak, yıkarak, toplumda gerginlik meydana getirerek oluşmaz. Yapılan tüm olaylar emperyalizmin ülkemiz üzerinde oynadığı oyundan başka bir şey değildir" dedi.
Bu vatan; Türküyle-Kürdüyle, Lazıyla-Çerkeziyle, Romanıyla hepimizindir diyen iş adamı Bektemur: "Bu ülkeyi karıştırmaya çalışanların oyununa gelmeyelim. Hiç kimsenin Kobani’yi bahane ederek, Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir bataklığa sürüklemesine izin vermemelidir. Kentimizde sağlanan huzuru ve barışı kimse bozmaya çalışmasın. Türkiye’yi karıştırmak isteyenlere asla ve asla fırsat vermeyeceğimizi tüm dünyaya buradan haykırıyoruz. Herkes sağduyulu davranmalıdır. Çirkin oyunlara gelmemeliyiz” ifadesini kullandı.
Kobani’deki durum nedeniyle halkın duyduğu acı ne denli büyük olursa olsun yapılacak gösterilerin barışçıl biçimde olması gerektiğini de vurgulayan Bektemur, "Taş ve molotof kokteyli atmak veya kamu mallarına ve esnafa zarar veren her türden eylem, milletimize ve ülkemize hiçbir yarar sağlamaz, sadece zarar verir. Hükümetimiz Kobani ile ilgili hassasiyeti ortada. IŞİD terör örgütünün yaptığı insanlık dışı saldırılardan hükümetimizi sorumlu tutmak doğru bir davranış değildir. Türkiye bugüne kadar sorumlu davranarak IŞİD zulmünden kaçan bütün halklara kapılarını açmış, mazlumları sahiplenmiştir. Kimsenin diline, dinine ırkına bakmadan Kürtlere, Türkmenlere ve Yezidilere yüreklerini açmış, hepsini bağrına basmıştır. Türkiye’nin yanı başındaki olaylara sessiz kalması mümkün değildir. Bunlarla ilgili bütün tedbirler alınmaktadır.
Bir yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD terör örgütü ilan edilmiş ve 2 Ekim’de de TBMM’de kabul edilen tezkere ile Türkiye tavrını net ortaya koymuştur. IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını bahane ederek birçok ili savaş alanına çevirenler, bölge halkına zarar veriyor. Birliğimizi, beraberliğimizi yaralayan bu tür olaylara bir an önce son verilmelidir. Çözüm sürecinin umudunu yaşarken, sürecin çeşitli bahanelerle kesintiye uğratılmak istenmesi toplumu rahatsız etmektedir. Yanı başımızda bulunan Irak’ta, Suriye’de yaşanan olaylardan ders çıkarılmalıdır. Birliğimizin, beraberliğimizin ve kardeşliğimizin devam ettirilmesi bu nedenle elzemdir. Şiddet hiçbir zaman hak arama yolu olarak gösterilmemelidir. Akıl tutulması yaşayan ve buna sebep olan siyasetçiler derhal buna ‘dur’ demelidir. Birçok tüccarın, esnafın ve sanatkârın iş yeri ya yakıldı ya da tahrip edildi. Vatandaşların araçları yakıldı. Resmi kurumlara ve araç gereçlerine zarar verildi. Ülkemizin geleceği, huzuru ve asayişi için bütün sivil toplum kuruluşlarını ve kanaat önderlerini sağduyu çağrısı yapmaya davet ediyorum. Yaşanan acıların bunla kalması ve olayların daha da büyümemesi için vatandaşlarımızın da kışkırtıcı eylemlere kanmamalarını rica ediyorum” dedi.
