AVUKAT BEY

AVUKAT BEY

Değerli dostlar dün akşam saatlerinde...

     Değerli dostlar dün akşam saatlerinde sosyal medyada yaptığım bir paylaşımda sizler ile yarın KAYBEDENLERİN HİKAYESİNİ paylaşacağımı yazmıştım ben bugüne kadar verdiğim her sözü tuttuğum gibi bunu da tutuyorum.

    Efendim kaybetmek de aslında kaybetmeyi anlayabilen için büyük bir erdemdir ve niye kaybettiğini bilince insan bir kez kaybetmenin karşılığında birçok kez kazanmış da olur aslında ama kaybetmenin hikmetini çözememişse insan işte asıl o zaman kaybetmiştir demektir.   

    İşte böyle bir kaybetme hikayesi yazıldı bu hafta sonu Bağcılarda merkezi olan Aşık Şenlik Kültür Derneğinin içi hınca hınç köylülerimle dolu nefesin bile zar zor alındığı bir salonda tarihi eşyaların arasında ve Aşık Şenliğin her biri birbirinden manalı sözlerinin yazdığı tabloların gözetimi altında. 

Aşık Şenlik Kültür Derneği Başkanı Halil Sayak’ın rahatsızlığı nedeni ile bırakmak zorunda olduğu Başkanlık koltuğuna oturacak kişiye yetki vermek için yapılan seçimde iki kişi medeni cesaret gösterip aday olmuştu birisi bundan önce de Başkanlık yapan eski bir Başkan diğeri de bundan çok değil birkaç ay önce mevcut Başkan Halil Sayak’a üç oy farkla seçimi kaybeden bir hukuk adamı bir Avukat beydi. Kaybetmişti seçimi ama belli ki bu sefer kaybetmeyeceğine inanıyordu. Aslında kâğıt üzerindeki bilgileri yan yana yazınca kazanamaması kazanmasından daha zordu ama tarih yine tekerrür etmiş bundan önceki seçimdeki yenilgideki üç oy farkın üstüne 26 oy daha eklenmişti. Buraya kadar her şey demokrasinin gereği gelişen olaylardı ve doğal olarak seçim kazananlar bir kenarda sevinirken resmî sonuçları bekleme nezaketi bile göstermeden çekip gidilmişti bile salondan. Oysa bundan önceki kaybettiğinde de aynı şeyi yapmıştı milletin bu tavrı demokrat bir hukuk insanına yakıştırmamış olduğunu bile, bile.

Peki buraya kadar sorun var mı? Yok

Sorun burada başlıyor işte ya zaten kaybedenin kaybetme nedenlerini bulması gerekiyordu elbette. Birlikte hareket ettiği insanlar ile kurmuş olunan benim de bugüne kadar tek kelime yorum yapmadığım hatta bana bile sorulmadan benim dahil edildiğim ve tamamen oradaki insanlara olan saygım nedeni ile terk etmediğim gruptan kaybetmeye yönelik birçok sebepler sıralanıyor ama nedense o guruptakilerin tamamına yakının bildiği ama dillendiremediği asıl sebepler bir türlü yazılmıyordu.

Adeta bir sürek avı mantığı ile içeride bir veya birkaç hain, yani Avukat beyi satanlar aranıyordu. Ve bu sürek avı sonuç vermişti Avukat Bey kulağına fısıldanan hikayelerin ışığında o hain bulundu;

Gruba kendisi katılmayan ve bizzat kendilerinin kattığı, bir önceki seçimde bizzat divan heyetine önerdikleri bu sefer de ise diğer aday erken davranıp önerdiği için öneremedikleri ama ortak divan heyeti için açık onay verdikleri üstüne üstlük Avukat Beye açık destek veren dernek kurucu başkan ve bir önemli kanaat önderinin desteklediğini yazması için arayıp rica ettikleri ve onların ricasına karşılık söz konusu iki kişiyi de arayıp durumu teyit ederek haber yapan BEN. Yani seçim neden kaybedildi hatta iki kere neden kaybedildi bulunmuştu.

Sıra buna sebebiyet veren sözüm ona bu haine verilecek cezada ve dersteydi;

Grupta yaptığım TV programına ait reklam afişini paylaşır paylaşmaz sonradan birilerinin araması ile öğrendiğim kendi kararları ile gruba dahil ettikleri beni bizzat demokrat! aydın! Hukukçu başkan adayı onca kişinin olduğu bir grupta bir kedinin boynundan tutulup sokağa atıldığı gibi atıvermişti hiçbir gerekçe göstermeden ve en ufak bir söz hakkı dahi verme gereği duymadan. Üstelik bir hukuk adamı demokrasiye inandığını söyleyen bir hukuk adamı bir bireyi verdiği oy yüzünden kendi içerisinde yargılamış yetmedi hükmünü de vermişti. Sonrasında grupta yazan bir kişi bu durumu garipsediğini bunun nedenini sorduğunda ‘’ Sinan KARAÇAY bizim oluşumumuz içinde değildir, önceden de olmamıştır, şimdide bizimle değildir ‘’ diye yazarak EY MİLLET HAİN VE SEÇİMİ KAYBETME SEBEBİMİZ BULUNDU diyerek hezimetin sebebini bulmanın başarısını doya doya yaşamıştır.

Tabi kendileri rahatça ve hoyratça şahsımı hedef göstermekle kalmamış onlarca insanın olduğu bir grupta çok rahat bir şekilde şahsımı itham ettiği gibi hiçbir şekilde kişilik haklarıma saygı da göstermemiş adeta itibar suikastında bulunarak toplum önünde kendince şahsımı küçük düşürerek kaybettiği iki seçimin karşılığında bir zafer kazanmıştı. Tabi bu zaferi benim söz hakkım olmadan kendi çalıp kendi oynayarak adeta boş meydanda at koşturarak kazandığı için bende mütekabiliyet ilkesi gereğince aynın onun gibi toplum önünde bunu yapma hakkına sahibim diye düşünüyor be konuya dair birkaç kelam etmeye hakkım olduğunu düşünüyorum.

 

Peki Avukat Bey;

Dün oluşumun içinde değilsem eğer; Niye beni arayıp destek istediniz, yönetime dahil olmak için neden ısrarla birilerini araya koydunuz?

İlk seçimde divan heyetine neden aday gösterdiniz?

Kahvaltınıza ve yaptığınız tüm toplantılarınıza neden davet etme gereği duydunuz?

Adına ÖNCÜ dediğiniz gruba neden iznimi dahi almadan ekleyip seçimler bittikten birkaç gün gün sonrasına kadar neden beni o gurupta tuttunuz?

En önemlisi bir Hukukçu olarak benimle ilgili tereddütlerinizi benimle hiçbir şekilde paylaşma gereği duymayıp, benim kişilik haklarımı adeta gasp ederek, beni alenen itham edip ardından da itibar suikastı yaparcasına hiçbir cevap hakkı tanımadan toplum önünde rencide etme hakkını kimden ya da Hukukun hangi dalından aldığınız?

Sizin bir Hukukçu olma vasfınız nerede kaldı? Duvara astığınız diplomanızda mı?

Bakın insan kendi içerisinde ADALET’i tesis etmeden sadece ADALETİN CÜBBESİ’ni giyerek adaletli olmaz, ADALET duygusu ADALET DİPLOMASI ile de kazanılmaz ancak diploma ile ADALET’ten para kazanılır.

Şahsımdan duyduğunuz rahatsızlığı anlamakla beraber eğer bir daha seçimlere girmek için milletin karşısına yine çıkmayı planlıyorsanız size niye kaybettiğinizi ya da yanınızda yörenizde olan insanların içerilerinde geçirip ama dillendiremedikleri sebepleri ben size yazayım da bari bir sonraki seferde size bir yardımım dokunsun neticede yenilen pehlivan güreşe doymazmış.

_ Sivil Toplum Örgütüne lider olacak kişi o toplumun içerisinde olmalı efendim o toplumun zirvesinden o toplumu seyretmemeli.

_ Sivil Toplum Örgütünde lider olacak kişi o toplumdaki kişilerin acılarını telefonla değil ellerini tutarak onlara dokunarak paylaşmalı.

_ Sivil Toplum Örgütünde lider olacak kişi düğünleri para gönderince insanların mutlu olduğu topluluklar olarak değil mutlulukların paylaşıldığı yerler olarak görmeli.

_ Sivil Toplum Örgütüne lider olacak kişi lideri olmak istediği toplumdaki insanların telefon rehberinde numarası olan kişi olmalı yoksa adı ile soyadının her üç kişiden birinin sürekli karıştırdığı kadar adı sanı bilinmez bir kişi olmamalı.

_ Sivil Toplum Örgütüne lider olacak kişinin adı söylendiğinde en az o toplumun yarsından fazlası onun yüzünü hatırlamalı, yolda gördüğünde de tanıyabilmeli.

_ Sivil Toplum Örgütüne lider olacak kişi milletinin dar gününde de geniş gününde de akla gelen ilk kişi olmalı.

_ Sivil Toplum Örgütüne lider olacak kişi ayağına gelinen değil milletin ayağına giden kişi olmalıdır.

_ Hani şu kazanınca halledeceğim dediğiniz kırk yıllık dağ davası var ya bugüne kadar elini tutan mı oldu niye kazanmadın diye sorarlar adama.

Ve son olarak Sivil Toplum Örgütüne lider olacak kişi varsayımlar ile değil, dedikodular ile ya da kulağına üflenen hikayeler ile değil bizzat gördüğü, bizzat duyduğunu kendine rehber edinerek davranışlarını geliştiren kişi olmalıdır.

 

Şimdi niye kaybettiğinizi anladınız mı diyeceğim ama inanın ondan da hiç umudum yok. Doğru ya sizden başka herkes müsebbip sizden başka herkes mesul ama siz asla.

Ez cümle ben sözünü kulağına üflenenler ile değil, dipte köşede de değil, muhatabım duyar da cevap verirse ne yaparım diye korkarak da değil alenen Arslanlar gibi çıkar ortada söylerim Avukat Bey;

BU SAATTEN SONRA SİZ NERDEYSENİZ BEN ORANIN KARŞISINDAYIM AVUKAT BEY.

BU SAATTEN SONRA SİZ HANGİ OLUŞUMUN İÇERİSİNDE İSENİZ BEN O OLUŞUMA KARŞIYIM AVUKAT BEY.

VE SON OLARAK NASIL OLSA SİZ KAYBETMEDİNİZ BEN KAYBETTİRDİM SİZE SEÇİMİ YA, ALIN SİZE İNTİKAM  FIRSATI ;

VARMISINIZ ÖNÜMZDEKİ SEÇİMDE BENİMLE YARIŞMAYA AVUKAT BEY?

Belli mi olur belki kazanamam ama en azından ilk kaybedişimde kaybetmenin hikmetini öğrenirim malum ilk seferde öğrenilen kaybetme duygusu insana ondan sonrasını kazandırır ve ağır hezimetlerin önüne geçer ama siz bunu da bilmezsiniz bilseniz zaten böyle olmazdı ki AVUKAT BEY.