Tüm motivasyonlarını emir eri oldukları siyasi güçlerden alan ve varolan kısıtlı enerjilerini geleceği planlamak ve daha ileriye gitmek için değil geçmişle mücadele edip geçmişe kara çalmak için harcayanların hazırlamış olduğu hazin tablonun adı olmuştur Ardahan Üniversitesi.
Sancılı bir kuruluş süreci geçiren ve o dönemlerde siyaset ve rant ikilisi ile çok büyük mücadeleler vererek sadece Ardahan’a değil Kafkaslar’a ışık saçan bu güzide kurum liyakatten uzak siyasete selam duran atamalar neticesinde daha yolun başında olduğu bilimsel yarıştan uzaklaşmak zorunda bırakılmıştır.
Zor bir coğrafyada ülkedeki Üniversitelerin tamamından daha istekli,arzulu ve gayretli olmaktan başka çaresi olmayan Ardahan üniversitesi kurucu rektörünün ayrılması ile kan kaybetmeye başlamıştı.
Üniversitenin daha da büyümesi için gayret göstermesi gerekenlerin bu amacı geri plana atıp Üniversitenin kurucu rektörü ve onun vizyonunu karalamayı öncelikli amaç edinerek adeta yaşanan bu başarısızlığı önceden biliyormuş gibi geçmişi kötüleyip geleceği kurtarma yarışına girmişlerdi.
Yöre halkı ve ilin dinamikleri ile hiçbir ortak frekans yakalayamayan sayın rektör görevi boyunca sadece iktidar vekili ile aynı frekansı yakalamayı yeterli görmüştür.
İstanbul’da ulusal basında adı duyulmuş hükümete yakın bir sözümona Ardahanlı gazeteci aracılığı ile de bu başarısız olan sürecin bir dönem daha sürmesi için adeta iş birliği yapılarak Sayın Cumhurbaşkanı yardımcısına basın yoluyla bir mektup yazdırılmış bu mektup ile Ardahan Üniversitesinde yapılan icraatlar ve yapılması planlanan icraatlar yerine Ardahan’ın öz evladı olan kurucu rektör Prof.Dr.Ramazan Korkmaz hocaya akıl almaz iftiralarda bulunarak her vicdanı olan insanın gördüğü üniversitenin kuruluş mücadelesini ve rektörünü itibarsızlaştırmaya gayret etmişlerdir.
Ardahan’ın vicdanlı insanları bu saldırılar karşısında doğrunun yanında olarak kurucu rektörlerinin yanında saf tutarak adeta vefa örneği göstermiştir.
Siyasi bir hesaplaşma ve ön kesme mücadelesi vermekle meşgul olunurken üniversitenin geleceği düşünülmemiş akademik akıl yerine siyasi akıl ile hareket edildiği için üniversite önce akademik personellerini sonra da öğrencilerini kaybetmiştir.
Bu önü alınamayan kaybediş haliyle büyük resime bakıldığında Ardahan’ın kaybedişi olmuştur.
Ülke içerisinde iklimsel ve fiziksel şartlar nedeni ile tercih edilmeyeceğini hesaplayan kurucu rektörün Kafkasya Üniversiteler Birliğinin kuruluşuna öncülük ederek tüm Kafkaslardan öğrenciler için Ardahan Üniversiteni cazibe merkezi yapma gayesi sonucunu vermiş ve üniversite ciddi bir yabancı öğrencinin kayıt yaptırdığı bir okul olmaya başlamıştı.
Ancak görev süresi biten kurucu rektör görevden ayrılır ayrılmaz yerine gelenlerin ilk icraatları KUNİB(Kafkasya Üniversiteler Birliği)‘den ayrılmak olmuştur.
Geçmişte konulan taşların üzerine yeni taşlar koymak yerine geçmişi yerle bir etmeyi felsefe olarak kabul eden bu yönetim bugün gelinen noktada yaptığı yanlışların bedelini Ardahan Üniversitesine ve dolayısı ile Ardahan’a ödetmektedir.
Kendileri bir kararname ile yarın çekip giderken geriye bıraktıkları enkaz ise Ardahan’a ve Ardahanlılara kalacaktır.
Çözüm çok açıktır daha önce bu durumlardan daha vahim olanak ve şartlarda bu Üniversiteyi kuranlara yapılan tüm vefasızlıklara rağmen onların engin hoşgörüsü ve değeri ölçülmez vatan ve memleket sevdaları ile bilimsel akıllarına yeniden müracaat edip el birliği ile yeniden Ardahan Üniversitesinin söndürülen ışıklarını yakarak yeniden Ardahan’ı ışığa kavuşturmaktır.
Sinan KARAÇAY
Gazeteci Yazar
