AFRİNLİ ÇOCUĞA MEKTUP

AFRİNLİ ÇOCUĞA MEKTUP

Doğum tarihin...

    Doğum tarihin 18 Mart 2018 olan hayali Afrinli çocuğa Türk Abisinden gelecekte okuyup, anlaması için yazılmış mektuptur:
    Hoşgeldin çocuk... Dünyaya gözlerini açtığın Suriye´ye ve hayata hoşgeldin. Sen bu mektubu okuduğun ve layıkıyla anladığın, belki 15 belki 20 yıl sonra; gelişmiş kenti ve güvenli sokaklarıyla, 2038 yılında olacaksın. Belki sana tarihi yalan-yanlış aktaracaklar. Kimbilir belki de hakkıyla anlayacağın bir ortamda bulunacaksın. Gel şimdi sana duygularla zenginleştirilmiş ancak asla tarihe ´yalan´ olarak geçmeyecek bir şeyleri anlatayım:
    Ülkende sen doğmadan da önce başlayan savaşlar vardı çocuk... Yaşadığın ülkenin başındaki kişi olan zat, ne yazık ki büyük hata ve yanlışlar sonucu senin ve ecdadının büyük felaketler yaşamasına sebebiyet verdi. Muhtemelen senin bu mektubu okuduğun günlerde ülkeni yönetecek olan kişiler, bir zamanlar Özgür Suriye Ordusu adı altında kahramanca bir mücadele vermişti. Çoluğunu çocuğunu önce Allah´a sonra bize, komşun Türkiye´ye emanet eden Suriyeli Asil İnsanlar, senin bugün huzur içinde büyümen için kan verdi, can verdi.
   Bizim de senin doğum günün olan 18 Mart´a dair bir Kahramanlık Destanımız var çocuk: Komşun Türkiye´nin topraklarına, tıpkı senin topraklarına olduğu gibi göz diken güçler, sen doğmadan 103 yıl önce bu kez Çanakkale´de kendisini göstermişti. Senin şu an bu mektubu okuduğun 20´li yaşlardan daha da küçük olan; 13 yaşında 15 yaşında gençler-öğrenciler; canlarını vatanları uğruna siper etmişti. O günleri mutlak oku çocuk. Bugün yaşadığın hayatın güzel dakikalarında bize, Türkiye´ye olan tek borcun budur: Çanakkale Savaşı´nı oku ve tam da bu mektubu sana yazdığım bugün; 18 Mart 2018 tarihinde sana bir özgürlük armağan eden Türkiye´yi iyi tanı.
Güzel çocuk,
    Evreni çok iyi oku ve geçmişine sahip çık. Asla Türk, Kürt, Arap olmaktan dolayı utanma ve milliyet ile ırkın yalnızca bir "sıfat" olduğunu asla unutma. Sıfatlar, renkler gibidir çocuk. Her rengin de kendine özgü bir güzelliği vardır. Yaşadığın Suriye´de Afrin´de dini, dili, ırkı dolayısıyla kimseyi suçlama ve bundan dolayı aşağılamaya çalışan çevrendeki kişilere de asla prim verme. Bizim ülkemizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yaşadığımız ülkede bu sorunları ortadan kaldırmak adına çok önemli işler gerçekleştirdi. Biz de ülke olarak, onun sonrasında oyıllarca bu konuda çok bedel ödedik. Sen de Yunus Emre´nin dediği gibi "Yaratılan her şeyi sev, Yaradan´dan ötürü". Yaratılan her canlıyı kucakladığın gibi ayrımsız tüm insanları kucakla ve ne kadar büyürsen büyü asla içindeki çocuğu öldürmelerine izin verme. Bir yanın hep çocuk kalsın, çocuk...
   Seni, 2040´lı yıllarda yaşadığın güzel günlere ulaştıran binlerce Kahraman var, çocuk... Suriye´de ne diyecekler adlarına bilemiyorum ama bizdeki herkesin adı "Mehmetçik"tir çocuk... Genel Kurmay Başkanı´ndan rütbesiz er´imize kadar her askerimize, ülkemizde Mehmetçik denir. O yüzden sana tek tek isimlerini veremiyorum. Ancak bil ki, şehadet şerbetini seve seve içen her Mehmetçik ve onları genç yaşlarında toprağa koyan aileleri, senin yüzünün şu mektubu okuduğun andaki bir tebessümün için dünyaları vermeye hazır Asil İnsanlardır. Sen de savaşa karşı her zaman mesafeli ol ancak hazırlıklı olmaktan da asla vazgeçme. Ülkende doğacak her çocuk için omuzlarında bir yük olduğunu da asla unutma.
   Son olarak, sevmeyi asla unutma çocuk... Çünkü insan ancak sevdiği için her şeyini fedâ edebilir. Aileni, komşularını, arkadaşlarını ve ülkeni daima sev. Biz seni seviyoruz çocuk... Biz en çok da özgürlüğümüzü seviyoruz... Biz her işi sevgiyle yapıyoruz çocuk... Suriye´yi ve komşu ülkelerimizi seviyoruz. Başka ülkeler gibi yeraltı ve yerüstü zenginliklerinizden yararlanmak için gelmedik ülkene... Özgürlüğümüz ve özgürlüğünüz için geldik. Bizim tarihimizi okuman dışında da senden hiçbir şey istemedik.
  Oku, çocuk... Her ne olursa olsun, oku ve öğren... Oku ki, geçmişteki tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
   Ve asla korkma çocuk... Ülkenin gücünün yetmediği yerde, Allah´ın da izniyle burada Türkiye var, komşuların var, akrabaların var.
Sen çağır yeter...

İmza: Abin Ferdi Güngör