Sıcak gündemimiz Adliyenin Çıldır'dan gidecek olması. Herkes karşı doğal olarak bu duruma. Artık adliyeyle her işimiz için Ardahan' ın yollarını aşındırmaya başlayacağız.
Her köşede, kahvede, kısacası iki insanın bir araya geldiği her yerde konuşulan aynı şeyler. ''Gitmesin, giderse ne yaparız, ilçe olduğumuz nasıl anlaşılacak. Artık kaymakamlığı da alsınlar da tam olsun'' gibi söylemler iyice arttı Söylemler doğru tabiî ki devlet bütün hizmetleri vatandaşının ayağına getirmek zorundadır. Böyledir demokratik toplumlarda işleyiş, devlet halkına hizmet için vardır.
Bizde sınır bekçiliği vasfımızla bunları hak eden, vatanına baş kaldırmamakla iyi vatandaş örneği sergileyen bir topluluk olarak varlığımızı sürdürüyoruz. Elimizdekilerin kıymetini kaybetmeye başlayınca anlıyoruz. Cezaevi, Askerlik şubesini kaybettiğimizde de her köşede aynı söylemler, aynı yakınmalar vardı. Peki ne oldu? Değişen hiçbir şey olmadı, zamanla alıştık. Artık Ardahan'a gidip işlerimiz halletmeyi yadırgamıyoruz bile.
Evet kaybediyoruz elimizdekileri ama kaybetmemek için ne yaptık diye kendimiz sorgulamıyoruz bile. Köşe başlarında kahve muhabbetleriyle bunları elimizde tutamayız. Nerde bizim siyasilerimiz, nerde toplumun öncü insanları. Neden bir kamuoyu oluşturamıyorlar. Neden insanlarımızı bu konuda bilgilendirip gerekli girişimlerde bulunmuyorlar.
Bizim asıl sorunumuz bu; birlik olamıyoruz, beraber hareket edemiyoruz. Nerde bizim belediye başkanlarımız,nerde il genel meclis üyelerimiz, nerde siyasi partilerin ilçe başkanları, nerde bol keseden konuşan muhtarlarımız, nerde toplumda kendini öncü olarak gören girişimcilerimiz…
Ya biz yanlış yerden bakıyoruz olaylara yada öncü olarak gördüğümüz siyasilerin seçiminde yanlış yapıyoruz.
Onun içinde kapanacaksa kapansın diyoruz. Duyarsız siyasilerle yola devam edeceğimize, onları bir an önce değiştirmenin gayreti ve çabası içerisinde olmalıyız. Yoksa onlar gitmeden her şeyimiz gidecek.
