KARŞITLIK GÖZÜMÜZÜ KÖR ETMESİN RABBİM ORDUMUZU MUZAFFER EYLESİN

KARŞITLIK GÖZÜMÜZÜ KÖR ETMESİN RABBİM ORDUMUZU MUZAFFER EYLESİN

Son günlerde siyasi karşıtlığın...

    Son günlerde siyasi karşıtlığın iyice artarak sınırları zorladığına şahit olmaya başladık. Bu gem vurulamayan karşıtlık duygusu artık aklın ve mantığın dahi önüne geçmeye başladı.

   Hepimizin malumu Şanlı Ordumuz ülkemizin güvenliği ve milli menfaatlerimiz doğrusunda hayati derecede mühim olan adına ZEYTİN DALI dediğimiz bir sınır ötesi operasyona başladı.

   Çok haklı gerekçeler ile yapılan bu zorlu ve zorunlu operasyon için haklı gerekçelerimiz olduğu herkesin malumu iken, hatta bugüne kadar bizim ile ilgili her konuda karşı tavır alan birçok devletler bile bu konuda en azından sessiz kalmayı tercih etmişken kendi içimizden çıkan çatlak sesleri anlayış ile karşılamakta çok  ama çok zorlanıyorum.  Hatta ve hatta bu sesleri ihanetin sesleri olarak gördüğümün bilinmesini istiyorum.

   Evet, ülkemizi yöneten siyasal iktidarın bundan önce aldığı kararlar ve ya da bu alınan kararların uygulanmasında yanlışlar olmuştur ve mutlaka ki geldiğimiz bu duruma belli oranda katkı sağlamıştır. Demokratik Ülkelerde muhalefetin iktidarın yaptıklarını eleştirmesi de bir o kadar doğal ve anlaşılabilir bir durumdur. İktidarların hata yapmamak gibi bir vazifesi olsa bile hatalar yapması da doğaldır. Muhalefet de zaten bu hataları bulup onların doğrularını millete anlatarak iktidar olmak için çalışmalıdır. Bu iktidar ve muhalefet çekişmesinde en önemli denge noktası ise şartlar ne olursa olsun Milli Menfaatlerimiz noktasında bir ve beraber hareket edilmesi olmalıdır.    

   Şöyle bir dönüp yakın tarihimize baktığımızda Suriye´nin Ayn El Arab şehrinin YPG ve PYD tarafından işgal edilip adını da Kobani koydukları günlerde yine yazmıştım. Suriye´nin toprak bütünlüğü için çok önemli olan ve içerisinde sadece Kürtlerin olmadığı Arap ve Türkmenlerin olduğu bir şehir olduğunu ancak bunun birileri tarafından sadece Kürtlerin şehri gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu yüksek sesle söylemiştim. O günlerde de yine bugün karşıt olanların ortada bir Kürt katliamı varmış gibi yarattıkları algının kandırmacadan ibaret olduğunu üstüne basa, basa vurgulamaya gayret etmiştim.  Oysa bu şehre giren ABD destekli terör örgütü PKK´nın Suriye uzantıları sistematik hamleler ile önce nüfus ve tapu dairelerini talan ederek yüzyıllardır var olan kentin demografik yapısını kökünden değiştirmişlerdi. Bu değişim ve dönüşüm hamlesinin asıl sebebi sınırlarımızın öte yanında kurulması planlanan bir terör devletinin bugüne kadar atılmak istenen ama atılamayan temelini atmaktı.     

   O günlerde PKK´lı teröristleri sanki insani bir gerekçe varmış gibi yaratılan havanın tesirinde kalarak sınır hattımızı açıp, devletin otobüsleri ile hatta ve hatta devletin parası ile yedirip, içirip uğurlayarak gönderen Ak Parti Hükümetiydi ve o zaman da yanlış yapıyorsunuz demiştim.  İşte bu tarihi hataya o zaman isyan ederek gelecekte kendi başımıza örülen çorabın iplerini eğirmekten vazgeçin demiştim.  O zaman faşist ve kafatasçı olmak ile suçlanıp, sivil katliamına çanak tutmakla bile itham edilmiştim malum çevrelerce. Ama o malum çevreler ne hikmetse bugün Reyhanlı´da, Kırıkhan´da ve Kilis´te camiye, Pazara ve sivil haklın üzerine roket yağdıranlara tek kelime etmeyerek gerçek yüzlerini ve kimliklerini ifşa etmişlerdir.

   Görüldüğü üzere benimde geçmiş dönemlere ait çekince ve eleştirilerim var ve bunun olması doğaldır. Ancak bu ülke çıkarlarını gözeten bir fikirden hareketle yapılan samimi eleştiriler olduğu ve karşıtlık hastalığının bir dışa vurumu olmadığı için bugün gelinen durumda Devletimizin, Hükümetimizin ve Şanlı Ordumuzun yanında dimdik duruyor ve bu operasyonu yürekten ve en önemlisi mantıklı düşünen beynimden destekliyorum.

   Ama üzülerek görüyorum ki bu ülkenin insanlarının belli çevrelerin çıkarlarına hizmet edercesine sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile bu operasyonun makul gerekçelerini zedelemeye çalışmaktalar. Türk Tabipler Birliği örneği bunun en üzücü olanlarındadır.

   Bu tip bazı kuruluşların düşüncesiz, ülke sevgisinden yoksun hatta ve hatta ihanet kokan tavırlarına üzülürken karşıtlık duygusunun çok daha vahim aklın mantığın almayacağı hale geldiğini görüyoruz. 

   Bu kapsamlı ve büyük terör operasyonu başlayalı bir haftaya yakın bir süre olmuşken ve ciddi bir ilerleme kaydediliyorken hatta ve hatta psikolojik üstünlük tamamen bizde iken, doğru veya yanlış olsun ordumuz ile cephede yan yana çarpışan savaşta Mehmetçiğin sırtını yasladığı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)´yu Katil Sürüsü diye ilan etmenin kime ne  faydası var?  Nereden icap eti operasyonun birinci haftasına gelmişken bu türden açıklamaları yapmak? Devleti yönetmeye talip tarihi ülkenin kuruluşuna dayanan bir siyasi parti bu söylemin yaratacağı tahribatı düşünmekten bu kadar mı aciz?

    Bu çıkışın ne yeri ne de zamanıdır. Ordu seferdedir ve onun güvenliğimi zaafa uğratabilecek her açıklama ve tavır Devlet ciddiyetinden, Savaş Mantığından uzak yerli ve milli olmaktan uzak sonu ihanete varabilecek açıklamalardır. Bu tür açıklamalar zaman içerisinde bu açıklamanın ağırlığı altında ezilecektir. 

   Savaşın tam ortasında yapılan bu siyasal hamleyi muhalefet olmanın gereği olarak yorumlamak asla mümkün değildir bu hamle cephedeki askerlerimizin güvenliğini tehlikeye atmak, operasyonun başarılı gidişatını zafiyete uğratmaktan öte bir durum değildir.  Mantıklı düşünen herkes bu saatte ve bu durumda hükümetin kalkıp iş birliği yapıp operasyona giriştiği ortağına Siz Katil Sürüsünüz demesini bekleyemez, beklememelidir.  

  Dolayısı ile son günlerde yapılan yorumları talihsiz ve zor durumda kalan terör örgütüne bir umut ışığı yakma çabası olarak görüyor, bu ülkemiz için hayati derecede olan operasyonda Şanlı Ordumuza Muvaffakiyetler diliyorum. Rabbim hepsinin Yar ve Yardımcısı olsun.

Sinan KARAÇAY